1- Dönüş yerine (şamandıraya) yaklaşırken
2- Sürat kontrol altına alınır.
3- Orsalamaya (rüzgara doğru) dönmeye başlanır.
4- Bu hem direk yelken ayarı hem de ağırlık kaydırılması ile yapılır.
5- Kavisin (dönüşün) en üst düzeyine gelince
6- Orsalama KESİLİR bocalamaya BAŞLANIR.
7- Bocalama ve dönüş devam etmektedir.
8- Dönüş DURDURULUR.
9-Süratle yeni rotada (yönde) seyre BAŞLANIR.
13 Mayıs 2007 Pazar
JIBE TEKNİKLERİ
Jibe atarken dikkat edceğimiz değerler:
Jibe bir dönüş hareketidir.
Bunu sadece yapmak değil, hareket tamamlandıktan sonra hız kaybetmeden yoluna(ROTANIZA) devam edebilmeniz önemlidir
Biz sizlerde bu iki olayın bütünleştiğini (tamamladığınızı) göremiyoruz.
Sizi bu hareketi düşmeden yapamilmek tatmin ediyor.
Onu gerisini getiremiyor, dönüş biter bitmez yolunuza devam edemiyorsunuz.
Yarışlarda jibe ŞAMANDIRA dönüşleri için çok önemlidir.
Eğer iyi başlamış, iyi geliştirmiş iseniz dönüşünüz mükemmel olur ve döner dönmez yeni rotanızda HIZLA yolunuza DEVAM edebilirsiniz.
Bu işin İNCELİĞİ VE TEKNİĞİ
1- Yelkencilikte bir deyim vardır: Orsalamanın BİTTİĞİ yerde BOCALAMA başlar. Bu kurallara uyarak dönüş yaparsanız o jibe (dönüşünüz) mükemmel olur.
a) Siz dönmek için geldiğiniz noktaya (şamandıraya) süratle geldiniz.
b) Hızınızı kontrol ediniz ve biraz orsalayınnız. (Rüzgar yönüne doğru)
c) Ayak hareketleriniz (ağırlık kaydırması) ile teknenin DÖNÜŞÜNÜ başlatır.
d) Dönüş devam ederken tekneniz gereken kavisi yapmaktadır. Siz bu kavisin en uç noktasına geldiniz. Şimdi kavis aşağı doğru sizi götürmeye (indirmeye) başlayacaktır.
e) Adeta bir tepenin uç noktasına geldiniz, aşağı doğru inişinize başlayacaksınız.
f) İşte tam o noktada ORSALAMAYI KESİN şimdi yelkeninizi açıp (rüzgarı arkanızdan alacağınız) BOCALAMAYA BAŞLAYIN.
g) Mükemmel bir dönüş oluşturdunuz.
ŞİMDİ ÇOK DİKKAT:
a) Artık dönüşünüzü DURDURUN.
b) Yeni rotanızdasınız, hızla yolunuza girin ve devam ediniz.
Bir U şeklinde dönüş yaptınız, tamamladınız.
Bir U şeklinde dönüş yaptınız, tamamladınız.
Eğer dönmenizi o anda durduramazsanız;
Dönünüşünüz U değil C şeklinde olacak, tekneniz rüzgara dönecek ve duracak siz de; DÜŞECEKSİNİZ.
Daima yaptığınız hata bu: Sizleri senelerdir seyrederim, dönüşü yapar ama sonunda DÜŞERSİNİZ.
Sebebi dönüşün bitip normal yola devam edeceğiniz noktayı tayin edememek.
A- U hareketinin en uç, üst noktasına kadar orsalar. Tam o noktada (orsalamanın bitti noktadır) bocalamaya başlarsanız gelişmeler mükemmel olur.
B- Dönüş kavisiniz U şeklinden sonra devam etmesin. O zaman her şey ve sürat, duraklama olmadan GELİŞİR.
Jibe bir dönüş hareketidir.
Bunu sadece yapmak değil, hareket tamamlandıktan sonra hız kaybetmeden yoluna(ROTANIZA) devam edebilmeniz önemlidir
Biz sizlerde bu iki olayın bütünleştiğini (tamamladığınızı) göremiyoruz.
Sizi bu hareketi düşmeden yapamilmek tatmin ediyor.
Onu gerisini getiremiyor, dönüş biter bitmez yolunuza devam edemiyorsunuz.
Yarışlarda jibe ŞAMANDIRA dönüşleri için çok önemlidir.
Eğer iyi başlamış, iyi geliştirmiş iseniz dönüşünüz mükemmel olur ve döner dönmez yeni rotanızda HIZLA yolunuza DEVAM edebilirsiniz.
Bu işin İNCELİĞİ VE TEKNİĞİ
1- Yelkencilikte bir deyim vardır: Orsalamanın BİTTİĞİ yerde BOCALAMA başlar. Bu kurallara uyarak dönüş yaparsanız o jibe (dönüşünüz) mükemmel olur.
a) Siz dönmek için geldiğiniz noktaya (şamandıraya) süratle geldiniz.
b) Hızınızı kontrol ediniz ve biraz orsalayınnız. (Rüzgar yönüne doğru)
c) Ayak hareketleriniz (ağırlık kaydırması) ile teknenin DÖNÜŞÜNÜ başlatır.
d) Dönüş devam ederken tekneniz gereken kavisi yapmaktadır. Siz bu kavisin en uç noktasına geldiniz. Şimdi kavis aşağı doğru sizi götürmeye (indirmeye) başlayacaktır.
e) Adeta bir tepenin uç noktasına geldiniz, aşağı doğru inişinize başlayacaksınız.
f) İşte tam o noktada ORSALAMAYI KESİN şimdi yelkeninizi açıp (rüzgarı arkanızdan alacağınız) BOCALAMAYA BAŞLAYIN.
g) Mükemmel bir dönüş oluşturdunuz.
ŞİMDİ ÇOK DİKKAT:
a) Artık dönüşünüzü DURDURUN.
b) Yeni rotanızdasınız, hızla yolunuza girin ve devam ediniz.
Bir U şeklinde dönüş yaptınız, tamamladınız.
Bir U şeklinde dönüş yaptınız, tamamladınız.
Eğer dönmenizi o anda durduramazsanız;
Dönünüşünüz U değil C şeklinde olacak, tekneniz rüzgara dönecek ve duracak siz de; DÜŞECEKSİNİZ.
Daima yaptığınız hata bu: Sizleri senelerdir seyrederim, dönüşü yapar ama sonunda DÜŞERSİNİZ.
Sebebi dönüşün bitip normal yola devam edeceğiniz noktayı tayin edememek.
A- U hareketinin en uç, üst noktasına kadar orsalar. Tam o noktada (orsalamanın bitti noktadır) bocalamaya başlarsanız gelişmeler mükemmel olur.
B- Dönüş kavisiniz U şeklinden sonra devam etmesin. O zaman her şey ve sürat, duraklama olmadan GELİŞİR.
KAVANÇA(JIBE)

Önden Kavança (Power Jıbe)
Bu kavançada: En önemli üç nokta EL-AYAK-VÜCUT hareketlerinin yerleri ve duruşlarıdır.
NEREDE-NEDEN-NASIL
Çok sevdiğiniz, çok gösterişli ve atraksiyonel olan (Power jibe) önden kavança yaparken, nerelerde HATA yapıyorsunuz? Her zaman neden başarılı tamamlayamiyorsunuz? Bu sorunun cevaplarında rüzgar - yelken - tekne hakkındaki bilgilerinizin eksiklikleri yatıyor. Bunlar ile ilgili bilgilerinizi tamamlarsanız her zaman başarılı yapabilirsiniz. Size önden kavança tekniğinin ana hatlarını aktarırken hatalarınızın nedenlerini de göstereceğim. Eğr, siz bir sörfde manevraların (dönüşlerin) temel elemanlarının neler olduğunu, teknenin neden döndüğünü bilmiyorsanız işiniz hep tesadüfe kalacaktır. Onun için önce toblo halinde verdiğim sörfün dönüş (hareketleri) şemasını bir defa daha gözden geçirin. Bir sörf nasıl, neden yön değiştirir onu hatırlayın hemen vurgulayalım, diğer tekneler dümenleri ile yön değiştirir. Bu hareket sörfte direk ile (eğimi) ile yapılabilir.
Teorik neden:
A-Yelkende oluşan rüzgar gücünün merkezileştiği yer ile;
B-Teknede oluşan su gücünün merkezlerinin ilişkileri (dengeleri) ile dönüş yapabilmekteyiz.
Ayrıca bu tobloda;
a) Rüzgar yönü ile teknenin omurga hattı arasındaki açı,
b) Omurga hattınız ile yelkenin kirişinin açısı
c) Rüzgar yönleri ile yelkeniniz kirişinin arasındaki ilşkinin hassasiyetini göreceksiniz.
Power jibe dönüş hareketinin iyi gelişmesi için:
a) Ayak hareketleriniz
b) El hareketleriniz
c) Vücut hareketleriniz
Nasıl olmalı? Nerede olmalı?
A-Ayak hareketleri:Olayları başlatan, GELİŞTİREN elemanlardır. Harekete başlarken, arka ayak, sörfün gerisine ağırlığını verirken öndeki ayak hafifçe sörfü kendinize çekmenizi sağlar (ayaklıklarda)
B-Vucut hareketi:Ağırlığınızı arkadaki ayağınıza verirken vucudunuzu ağırlıkları dengelemek için öne doğru vermektesiniz. Bu esnada vucudunuzu adeta es (S) şekli alacaktır.
C-Elleriniz:Bu süreçde elerinizin bunbadaki yerini çok iyi ayarlamanız lazımdır. Onun için hareket başlamadan önce her iki elinizin bunbadaki yerini (birer karış) geriye alarak, hazırlıklı olunuz.
POWER JIBE HAREKETİNE BAŞLAYALIM
1.Ellerinizin bunbandaki yerini biraz geriye ALINIZ.
2.Arkadaki ayağınızla AĞIRLIĞINIZI sörfe aksettirmeye başlarken
3.Direği ÖNCE ÖNE doğru, sonra rüzgar üstüne doğru yatırarak dönüşün (Rüzgar sürati eşliğinde) gelişmesini sağlayın.
4.Bunun paralelinde (arka ayağınızla) ağırlığınızı arttırırken (kolonlardaki bu) ayağınızla sörfü kendinize doğru çekiniz.
5.Bunları geliştirirken vucudunuzun ağırlığını (rüzgar üstüne) tutmaya çalışınız.
6.Bu kritik anda;
a) Ayakları sörfü (rüzgar üstüne) iterken
b) Vucut aksi (rüzgar üstüne) sarkmıştır.
c) Kollar vucuttan uzakta (aksi yönde) direk, yelken eğimini kontrol etmekte
Çok zor görülen bu dengeleri, TERAZİLEMEKTE`dir.
7. Bunları yaparken
a) Sakın bunbaya asılmayın
b) Bütün bu hareketleri yaparken ağırlığı direk dibine doğru vermeye çalışın.
8. Tekne pupaya doğru dönmeye başladıkça sizde DOĞRULMAYA başlayın.
9. Ancak direği yatırmaya DEVAM edin.
10. Direği biraz yatırınca YELKEN BOŞALACAK`tır ve yelken kavança etmeye hazır olacaktır.
11. Elinizle yelkeni itiniz. Her şey normal gelişmiş ise yelken KOLAYCA kavança edecektir. (JIBE) tamamlanmıştır.
12. Bu anda
a) Bir adım atarak yelkeni yakalayın.
b) Direği hızla aksi yönde kendinize ÇEKİNİZ.
13. Ancak dönüşünüz yeni kontrada devam ediyorsa ayaklarınız - vucudunuz - kollarınız. Olaylara başladığı gibi aksi yönde tekrar DEVREYE girsin, böylece olayları dursun.
14. Artık yeni kontranızda süratle yolunuza devam edebilirsiniz.
İYİ ANLADI İSENİZ
İYİ ÖĞRENDİNİZ DEMEKTİR O ZAMAN
İYİ YAPABİLİRSİNİZ. POWER JİBE ÖRNEK VİDEO
BİR KAVANÇA (JIBE) ATAN TEKNEDE GELİŞMELER
Rüzgarı arkasına alarak SANCAK kontradan İskele kontraya dönen (KAVANÇA) eden (JIBE) atan bir teknenin bu dönüşteki gelişmeler
A-Pupa seyreden teknede
a) Teknenin durumu (tekne rüzgara arkası dönük seyrediyor.
b) Sporcunun arkası rüzgara dönük
c) Direk - arma öne yatık.
B- Kavança (Jibe olarak) bir gelişme başlıyor
a) Teknenin yönü dönmeye başlamış
b) Bunba (arma) denize ve öne doğru yatırılmaya başlamış
C- Dönüş devam ediyor
a) Sporcunun durumu (ağırlığını rüzgara doğru veriyor)
b) Armanın durumu
c) Arma rüzgar önüne dönük
D- Dönüş devam ederken
a) Yelken artık boşalmış ve kontraya dönmeye başlamış.
E- Tekne dönüşünü tamamlamış
a) Yelken yönü kontrasına doğru dönüyor
F- Tekne dönmüş
Kavance (Jibe) tamamlanmış ve yelken YENİ KONTRADA dolmuş rüzgarı arkasından alarak yoluna devam ediyor.
KAVANCA İLE DÖNÜŞ YAPACAK BİR SÖRFCÜNÜN TUTUMLARI
1- Tekneyi DÖNDÜRMEYE (Ayakları ile ağırlığını kaydırarak YELKENİ AÇMAYA BAŞLIYOR.
2- DİREĞİ ÖNE YATIRMAYA BAŞLIYOR.
3- DİREĞİ (ÖNE - YANA) yatırmaya devam ediyor.AYAKLARI ile (TEKNEYİ DÖNDÜRMEYE) devam ediyor.
Bu kavançada: En önemli üç nokta EL-AYAK-VÜCUT hareketlerinin yerleri ve duruşlarıdır.
NEREDE-NEDEN-NASIL
Çok sevdiğiniz, çok gösterişli ve atraksiyonel olan (Power jibe) önden kavança yaparken, nerelerde HATA yapıyorsunuz? Her zaman neden başarılı tamamlayamiyorsunuz? Bu sorunun cevaplarında rüzgar - yelken - tekne hakkındaki bilgilerinizin eksiklikleri yatıyor. Bunlar ile ilgili bilgilerinizi tamamlarsanız her zaman başarılı yapabilirsiniz. Size önden kavança tekniğinin ana hatlarını aktarırken hatalarınızın nedenlerini de göstereceğim. Eğr, siz bir sörfde manevraların (dönüşlerin) temel elemanlarının neler olduğunu, teknenin neden döndüğünü bilmiyorsanız işiniz hep tesadüfe kalacaktır. Onun için önce toblo halinde verdiğim sörfün dönüş (hareketleri) şemasını bir defa daha gözden geçirin. Bir sörf nasıl, neden yön değiştirir onu hatırlayın hemen vurgulayalım, diğer tekneler dümenleri ile yön değiştirir. Bu hareket sörfte direk ile (eğimi) ile yapılabilir.
Teorik neden:
A-Yelkende oluşan rüzgar gücünün merkezileştiği yer ile;
B-Teknede oluşan su gücünün merkezlerinin ilişkileri (dengeleri) ile dönüş yapabilmekteyiz.
Ayrıca bu tobloda;
a) Rüzgar yönü ile teknenin omurga hattı arasındaki açı,
b) Omurga hattınız ile yelkenin kirişinin açısı
c) Rüzgar yönleri ile yelkeniniz kirişinin arasındaki ilşkinin hassasiyetini göreceksiniz.
Power jibe dönüş hareketinin iyi gelişmesi için:
a) Ayak hareketleriniz
b) El hareketleriniz
c) Vücut hareketleriniz
Nasıl olmalı? Nerede olmalı?
A-Ayak hareketleri:Olayları başlatan, GELİŞTİREN elemanlardır. Harekete başlarken, arka ayak, sörfün gerisine ağırlığını verirken öndeki ayak hafifçe sörfü kendinize çekmenizi sağlar (ayaklıklarda)
B-Vucut hareketi:Ağırlığınızı arkadaki ayağınıza verirken vucudunuzu ağırlıkları dengelemek için öne doğru vermektesiniz. Bu esnada vucudunuzu adeta es (S) şekli alacaktır.
C-Elleriniz:Bu süreçde elerinizin bunbadaki yerini çok iyi ayarlamanız lazımdır. Onun için hareket başlamadan önce her iki elinizin bunbadaki yerini (birer karış) geriye alarak, hazırlıklı olunuz.
POWER JIBE HAREKETİNE BAŞLAYALIM
1.Ellerinizin bunbandaki yerini biraz geriye ALINIZ.
2.Arkadaki ayağınızla AĞIRLIĞINIZI sörfe aksettirmeye başlarken
3.Direği ÖNCE ÖNE doğru, sonra rüzgar üstüne doğru yatırarak dönüşün (Rüzgar sürati eşliğinde) gelişmesini sağlayın.
4.Bunun paralelinde (arka ayağınızla) ağırlığınızı arttırırken (kolonlardaki bu) ayağınızla sörfü kendinize doğru çekiniz.
5.Bunları geliştirirken vucudunuzun ağırlığını (rüzgar üstüne) tutmaya çalışınız.
6.Bu kritik anda;
a) Ayakları sörfü (rüzgar üstüne) iterken
b) Vucut aksi (rüzgar üstüne) sarkmıştır.
c) Kollar vucuttan uzakta (aksi yönde) direk, yelken eğimini kontrol etmekte
Çok zor görülen bu dengeleri, TERAZİLEMEKTE`dir.
7. Bunları yaparken
a) Sakın bunbaya asılmayın
b) Bütün bu hareketleri yaparken ağırlığı direk dibine doğru vermeye çalışın.
8. Tekne pupaya doğru dönmeye başladıkça sizde DOĞRULMAYA başlayın.
9. Ancak direği yatırmaya DEVAM edin.
10. Direği biraz yatırınca YELKEN BOŞALACAK`tır ve yelken kavança etmeye hazır olacaktır.
11. Elinizle yelkeni itiniz. Her şey normal gelişmiş ise yelken KOLAYCA kavança edecektir. (JIBE) tamamlanmıştır.
12. Bu anda
a) Bir adım atarak yelkeni yakalayın.
b) Direği hızla aksi yönde kendinize ÇEKİNİZ.
13. Ancak dönüşünüz yeni kontrada devam ediyorsa ayaklarınız - vucudunuz - kollarınız. Olaylara başladığı gibi aksi yönde tekrar DEVREYE girsin, böylece olayları dursun.
14. Artık yeni kontranızda süratle yolunuza devam edebilirsiniz.
İYİ ANLADI İSENİZ
İYİ ÖĞRENDİNİZ DEMEKTİR O ZAMAN
İYİ YAPABİLİRSİNİZ. POWER JİBE ÖRNEK VİDEO
BİR KAVANÇA (JIBE) ATAN TEKNEDE GELİŞMELER
Rüzgarı arkasına alarak SANCAK kontradan İskele kontraya dönen (KAVANÇA) eden (JIBE) atan bir teknenin bu dönüşteki gelişmeler
A-Pupa seyreden teknede
a) Teknenin durumu (tekne rüzgara arkası dönük seyrediyor.
b) Sporcunun arkası rüzgara dönük
c) Direk - arma öne yatık.
B- Kavança (Jibe olarak) bir gelişme başlıyor
a) Teknenin yönü dönmeye başlamış
b) Bunba (arma) denize ve öne doğru yatırılmaya başlamış
C- Dönüş devam ediyor
a) Sporcunun durumu (ağırlığını rüzgara doğru veriyor)
b) Armanın durumu
c) Arma rüzgar önüne dönük
D- Dönüş devam ederken
a) Yelken artık boşalmış ve kontraya dönmeye başlamış.
E- Tekne dönüşünü tamamlamış
a) Yelken yönü kontrasına doğru dönüyor
F- Tekne dönmüş
Kavance (Jibe) tamamlanmış ve yelken YENİ KONTRADA dolmuş rüzgarı arkasından alarak yoluna devam ediyor.
KAVANCA İLE DÖNÜŞ YAPACAK BİR SÖRFCÜNÜN TUTUMLARI
1- Tekneyi DÖNDÜRMEYE (Ayakları ile ağırlığını kaydırarak YELKENİ AÇMAYA BAŞLIYOR.
2- DİREĞİ ÖNE YATIRMAYA BAŞLIYOR.
3- DİREĞİ (ÖNE - YANA) yatırmaya devam ediyor.AYAKLARI ile (TEKNEYİ DÖNDÜRMEYE) devam ediyor.
TRAMOLA NASIL YAPILIR
YER ve ZAMAN müsaitse Tramolaya KESİN karar VERDİKTEN sonra Tramolaya BAŞLANIR.
1. TEKNE HIZLANDIRILIR
A- Hafif havada teknenin başı birkaç derece açılır, teknenin hızlanması sağlanır. bir iki POMPA yaparak da bu ARTTIRILIR.
B- Bunba da elimizin yeri DEĞİŞTİRİLİR.Öne doğru alınır.
2. ORSALAMAYA BAŞLANIR
A- DİREK geriye yatırıldıkça (yatırıldığı orantıda)
B- YELKENİN arka yakası çekilmeye başlanır.
C- YATIRDIĞIN KADAR çekmek (milimetrik) orantısında yapılır.
3. YELKENİN
Alt yakası (arka ayağımıza) değene kadar çekme devam eder.Ayağınıza değince;
A- Arka ayak kaldırılıp ÖNE gitmek için hareket eder . Bir büyük adım atarak direğin önüne kadar uzanır ve DİREĞİN ÖNÜNE BASAR (orada 1 saniye durur) O anda;
a ) Yelkeni çekmeye devam etmelisiniz.
b ) Bir saniye direk önünde durduğunuz için KUYRUK kurtulmuş, tekne rahat dönüş yapmaktadır.
B- Artık diğer ayağınızı da kaldırıp karşı kontraya geçebilirsiniz.
4. KARŞI KONTRAYA GEÇİLMİŞTİR
Karşı kontrada artık yalnız DİREĞİ kaldırıp YELKENİ biraz açmak kalmıştır.
5. DİKKAT: BU ANDA
(Teknenin duraklamaması için) DERHAL ağırlığınızın geriye VERİLMESİ lazımdır. Bunun için yeni kontraya geçtiğinizde kolonlarınıza yakın olan ayağınıza ağırlığınızı vermeniz (aktarmanız) lazımdır. Bu esnada lütfen öndeki ayağınızı bir saniye kaldırın.
A- Böylece teknenin başı kalkmış, tekne mevcut hızı ile İLK HAREKETE geçebilecektir.
B- Aksi halde tekne dönüşünü tamamlamış ama DURMUŞ OLUR.
C- Bu çok kritik değeri sakın ihmal etmeyin, emekleriniz boşa çıkar.Dönüş yapılmış ama hareketsiz kalınmıştır.
D- Gereksiz yere ZAMAN ve YOL kaybedersiniz.TRAMOLA ÇALIŞMALARINIZDA bunu 8-6 saniyede yapabilmeye çalışınız. Bir tramola da belirgin 6 hareketten oluşur bunları bu sıralama içinde yaparsanız Tramolanız 6 saniyede tamamlamış (yapılmış) OLACAKTIR.
6. RÜZGAR SÜRATLİ ve TEKNEDE ÇOK HIZ VARSA
A- Önce teknenin hızını ayarlayın (azaltın) Bunun için tramolaya başlamadan (yelkeni açın) rüzgar kaçsın.
B- Süratinizi kontrol edebilecek kadar azaltınca tramolaya yukarıda anlattığımız sıra ile başlayın.
C- Böyle başlamazsanız YAPAMAZSINIZ. Herşey kontrolünüzden çıkar.
TRAMOLA EDEN BİR TEKNEDE GELİŞMELER
1. İskele Kontra bir teknenin 180` rüzgara karşı dönecek kontra değiştirerek (TRAMOLA) atarak yön değiştirmesi.
2. Rüzgara karşı dönüş yapan (TRAMOLA) eden teknenin SANCAK kontraya dönüşü görülmekte.
3. Bu tramola esnasında: Teknenin yön değiştirmesine, Sporcununher kademede YER değiştirmesine, Bu kademelerde DİREĞİN eğimlerine, Bu gelişmeler esnasında YELKENİN yön ve yer değiştirme hallerine dikkat edin.
1. TEKNE HIZLANDIRILIR
A- Hafif havada teknenin başı birkaç derece açılır, teknenin hızlanması sağlanır. bir iki POMPA yaparak da bu ARTTIRILIR.
B- Bunba da elimizin yeri DEĞİŞTİRİLİR.Öne doğru alınır.
2. ORSALAMAYA BAŞLANIR
A- DİREK geriye yatırıldıkça (yatırıldığı orantıda)
B- YELKENİN arka yakası çekilmeye başlanır.
C- YATIRDIĞIN KADAR çekmek (milimetrik) orantısında yapılır.
3. YELKENİN
Alt yakası (arka ayağımıza) değene kadar çekme devam eder.Ayağınıza değince;
A- Arka ayak kaldırılıp ÖNE gitmek için hareket eder . Bir büyük adım atarak direğin önüne kadar uzanır ve DİREĞİN ÖNÜNE BASAR (orada 1 saniye durur) O anda;
a ) Yelkeni çekmeye devam etmelisiniz.
b ) Bir saniye direk önünde durduğunuz için KUYRUK kurtulmuş, tekne rahat dönüş yapmaktadır.
B- Artık diğer ayağınızı da kaldırıp karşı kontraya geçebilirsiniz.
4. KARŞI KONTRAYA GEÇİLMİŞTİR
Karşı kontrada artık yalnız DİREĞİ kaldırıp YELKENİ biraz açmak kalmıştır.
5. DİKKAT: BU ANDA
(Teknenin duraklamaması için) DERHAL ağırlığınızın geriye VERİLMESİ lazımdır. Bunun için yeni kontraya geçtiğinizde kolonlarınıza yakın olan ayağınıza ağırlığınızı vermeniz (aktarmanız) lazımdır. Bu esnada lütfen öndeki ayağınızı bir saniye kaldırın.
A- Böylece teknenin başı kalkmış, tekne mevcut hızı ile İLK HAREKETE geçebilecektir.
B- Aksi halde tekne dönüşünü tamamlamış ama DURMUŞ OLUR.
C- Bu çok kritik değeri sakın ihmal etmeyin, emekleriniz boşa çıkar.Dönüş yapılmış ama hareketsiz kalınmıştır.
D- Gereksiz yere ZAMAN ve YOL kaybedersiniz.TRAMOLA ÇALIŞMALARINIZDA bunu 8-6 saniyede yapabilmeye çalışınız. Bir tramola da belirgin 6 hareketten oluşur bunları bu sıralama içinde yaparsanız Tramolanız 6 saniyede tamamlamış (yapılmış) OLACAKTIR.
6. RÜZGAR SÜRATLİ ve TEKNEDE ÇOK HIZ VARSA
A- Önce teknenin hızını ayarlayın (azaltın) Bunun için tramolaya başlamadan (yelkeni açın) rüzgar kaçsın.
B- Süratinizi kontrol edebilecek kadar azaltınca tramolaya yukarıda anlattığımız sıra ile başlayın.
C- Böyle başlamazsanız YAPAMAZSINIZ. Herşey kontrolünüzden çıkar.
TRAMOLA EDEN BİR TEKNEDE GELİŞMELER
1. İskele Kontra bir teknenin 180` rüzgara karşı dönecek kontra değiştirerek (TRAMOLA) atarak yön değiştirmesi.
2. Rüzgara karşı dönüş yapan (TRAMOLA) eden teknenin SANCAK kontraya dönüşü görülmekte.
3. Bu tramola esnasında: Teknenin yön değiştirmesine, Sporcununher kademede YER değiştirmesine, Bu kademelerde DİREĞİN eğimlerine, Bu gelişmeler esnasında YELKENİN yön ve yer değiştirme hallerine dikkat edin.
WİNDSURF DE RÜZGAR AÇISI
RÜZGAR AÇISI İLE YELKEN AÇISI İLİŞKİLERİ
TEMEL İLKE: Bütün (ORSA-APAZ) seyirleriniz süresince rüzgar o anda yelkeninizin omurga hattına kaç derece bir açı ile geliyorsa (yapıyorsa) o anda yelkeninizin omurga hattı ile tam onun YARISI olacak açıda tutmalısınız. O zaman yelkeninizin rüzgar ile açısı 22.5` olacaktır. EN İYİ YELKEN-RÜZGAR TRİMİNDESİNİZ.
Rüzgar SAPMASI ne yönlerde olur? Bunlara nasıl TEPKİ (karşılık) verilir?
Rüzgar PRUVA`nıza dönerse o rüzgar yönü sizi ÇEKER. Rüzgar PUPA`nıza dönerse o rüzgar yönü sizi AÇAR.
Rüzgarın SÜRATİ ve YÖNÜ değiştiğinde YAPILACAK HAREKETLER
Rüzgar SÜRATİ değişince yalnız VÜCUT hareketi yapınız. Rüzgar YÖN değiştirdi ise size azaldı veya arttı hissi gelecektir, yanılmayın eğer yön değiştirmesinden oluyorsa yelken-rüzgar açısını (değiştirerek) vücut hareketi ile birlikte yapınız.
TEMEL İLKE: Bütün (ORSA-APAZ) seyirleriniz süresince rüzgar o anda yelkeninizin omurga hattına kaç derece bir açı ile geliyorsa (yapıyorsa) o anda yelkeninizin omurga hattı ile tam onun YARISI olacak açıda tutmalısınız. O zaman yelkeninizin rüzgar ile açısı 22.5` olacaktır. EN İYİ YELKEN-RÜZGAR TRİMİNDESİNİZ.
Rüzgar SAPMASI ne yönlerde olur? Bunlara nasıl TEPKİ (karşılık) verilir?
Rüzgar PRUVA`nıza dönerse o rüzgar yönü sizi ÇEKER. Rüzgar PUPA`nıza dönerse o rüzgar yönü sizi AÇAR.
Rüzgarın SÜRATİ ve YÖNÜ değiştiğinde YAPILACAK HAREKETLER
Rüzgar SÜRATİ değişince yalnız VÜCUT hareketi yapınız. Rüzgar YÖN değiştirdi ise size azaldı veya arttı hissi gelecektir, yanılmayın eğer yön değiştirmesinden oluyorsa yelken-rüzgar açısını (değiştirerek) vücut hareketi ile birlikte yapınız.
RÜZGAR
RÜZGAR HAVA MOLEKÜLLERİNİN HAREKETLERİDİR.
yaşadığımız atmosfer HAVA MOLEKÜLLERİ ile doludur. Bu hava moleküllerinin hareket haline geçmesine RÜZGAR diyoruz.
Hava molekülleri (ısı) basınç farklarından hareket ederler veya hareket hali molekülleri hareketlendirir. Bu olgunun birçok yönünü yaşayarak, kullanarak tanıyoruz. Yelken sörf sporunda ilişkilerimizin inceliklerine inerken bazı değerlerini daha hatırlayalım. Rüzgar bulunduğumuz yöreye göre, mevsimlere göre, gün vesaatlere göre (360 derecelik bir açı içinde) değişik yönlerden esebilir. Biz bilgi aktarışımızda sörf yapmaya yöneldiğimiz gün ve saatlerdeki rüzgar yönünü (göz önüne) alarak konulara gireceğiz.
a) O gün ve saatlerdeki yönünde belli bir süre değişiklik göstermeyen rüzgara RÜZGAR OTURDU diyoruz.
b) Bu yön bizim rotamızı ve trimlerimizi ona göre yaptığımız rüzgarın ESAS YÖNÜDÜR. Havadaki moleküllerin hareketine RÜZGAR dediğimiz bu halin bazı değerlerini daha hatırlatalım ve konulara öyle girelim (başlayalım).
1. Rüzgar ARTAN ve AZALAN hızları ile bizi etkilerler. Artan haline SAĞANAKLAR diyoruz.
2. Rüzgar hep aynı süratle esmediği gibi kabul ettiğimiz ESAS YÖNÜNDE eserken zaman zaman sağa sola SAPMALAR yaparak eser. Bu büyük küçük sapmaları bizim ROTAMIZDA olumlu olumsuz (bize göre) etkiler yaratır. Bir yelkenci (sörf`çü) olarak bunun BİLİNCİNDE olmamız lazımdır. Aksi halde çok yanılarak ETKİLENİRİZ. Bu hareketlerini iyi biliyorsak; Şaşırmaz, Onun gereği karşı hareketleriyaparak tekne kullanmaya erişirsiniz. Bu rüzgarın iki halini iyi bilir ve anlarsanız seyirlerinizde BOCALAMAZ gereğini hemen yaparak seyrinize sorunsuz devıam edebilirsiniz.
1. Rüzgar sürati AZALDI ise sadece TRAPEZDEN doğrularak karşı hareket yaparsanız seyrinize süratiniz bozulmadan devam edebilirsiniz.
2. Rüzgar size göre YÖN DEĞİŞTİRDİ ise; Rüzgar arttı veya azaldı hissine kapılırsanız veyanlış trim yaparak zor duruma düşerseniz, Eğer rüzgarın yön değiştirmesinden süratiniz değişti ise (bunu iyi farkedip) ona göre yelkeninizi ÇEKEREK veya AÇARAK karşılık vererek seyrinize olumlu bir şekilde devam edebilirsiniz. Öne rüzgarın iki halinin;
a) Süratinin ARTIP-AZALMASI ile
b) Rüzgarın YÖN DEĞİŞTİRMESİ halini birbiri ile KARIŞTIRMAYIN.
A) Yalnız sürat arttı veya azaldı ise ona göstereceğiniz tepki (ona yapacağınız) davranış trapezden DOĞRULMAK veya trapeze ÇIKMAK şeklinde olmalıdır.
B) Rüzgarın yönü değişti ise (size göre olumlu sapma oldu ise ) siz onu rüzgar arttı olarak HİSSEDERSİNİZ. Eğer rüzgar size göre olumsuz yönde SAPMA yaptı ise o zaman rüzgar azaldı hissine kapılır yanlış ( davranışta) bulunursunuz. Lütfen önce bunu fark etmeyi öğrenin (dikkat edin) ona göre DAVRANIN. 1. nolu örnekte her iki halde nasıl neler yapmanız gerek ŞEKİLLERİ ile verilmiştir. Daha çok fun yapanlarda izlediğimiz gereksiz ve ters yapılan bu hareketleri çok süratli havalarda sörf yaptıkları için pek fark edilmemekte veya onlar getirdiği olumsuzlukları fark edememekteler. Öğrenimin iki değişik halinden biri olan DENEME YANILMA hali içinde zamanla vücut bu farklılığı değerlendirip doğrusunu yapmakta veya bu hal belli belirsiz böyle sürüp gitmekte. Biz yapılacak hareketlerin doğrusunu BİLGİ yolu ile iyi öğrenip (vücudunuza öğretmeniz) yolunu açmak istiyoruz. O zaman uygulamalarınız şaşmaz bir doğru da gelişecek her istediğiniz zaman her istediğinizin en iyisini yapabileceksiniz. Gelişmelerin Farklarını yapılacakları: Yukarıda sırası ile çizimlerde vurguladık. Bunları takib eden hallerin gereği yapılması lazım gelen KOORDİNELİ hareketleri de gene çizimleri ve onu takiben yazılı açıklamalarını vereceğiz.
yaşadığımız atmosfer HAVA MOLEKÜLLERİ ile doludur. Bu hava moleküllerinin hareket haline geçmesine RÜZGAR diyoruz.
Hava molekülleri (ısı) basınç farklarından hareket ederler veya hareket hali molekülleri hareketlendirir. Bu olgunun birçok yönünü yaşayarak, kullanarak tanıyoruz. Yelken sörf sporunda ilişkilerimizin inceliklerine inerken bazı değerlerini daha hatırlayalım. Rüzgar bulunduğumuz yöreye göre, mevsimlere göre, gün vesaatlere göre (360 derecelik bir açı içinde) değişik yönlerden esebilir. Biz bilgi aktarışımızda sörf yapmaya yöneldiğimiz gün ve saatlerdeki rüzgar yönünü (göz önüne) alarak konulara gireceğiz.
a) O gün ve saatlerdeki yönünde belli bir süre değişiklik göstermeyen rüzgara RÜZGAR OTURDU diyoruz.
b) Bu yön bizim rotamızı ve trimlerimizi ona göre yaptığımız rüzgarın ESAS YÖNÜDÜR. Havadaki moleküllerin hareketine RÜZGAR dediğimiz bu halin bazı değerlerini daha hatırlatalım ve konulara öyle girelim (başlayalım).
1. Rüzgar ARTAN ve AZALAN hızları ile bizi etkilerler. Artan haline SAĞANAKLAR diyoruz.
2. Rüzgar hep aynı süratle esmediği gibi kabul ettiğimiz ESAS YÖNÜNDE eserken zaman zaman sağa sola SAPMALAR yaparak eser. Bu büyük küçük sapmaları bizim ROTAMIZDA olumlu olumsuz (bize göre) etkiler yaratır. Bir yelkenci (sörf`çü) olarak bunun BİLİNCİNDE olmamız lazımdır. Aksi halde çok yanılarak ETKİLENİRİZ. Bu hareketlerini iyi biliyorsak; Şaşırmaz, Onun gereği karşı hareketleriyaparak tekne kullanmaya erişirsiniz. Bu rüzgarın iki halini iyi bilir ve anlarsanız seyirlerinizde BOCALAMAZ gereğini hemen yaparak seyrinize sorunsuz devıam edebilirsiniz.
1. Rüzgar sürati AZALDI ise sadece TRAPEZDEN doğrularak karşı hareket yaparsanız seyrinize süratiniz bozulmadan devam edebilirsiniz.
2. Rüzgar size göre YÖN DEĞİŞTİRDİ ise; Rüzgar arttı veya azaldı hissine kapılırsanız veyanlış trim yaparak zor duruma düşerseniz, Eğer rüzgarın yön değiştirmesinden süratiniz değişti ise (bunu iyi farkedip) ona göre yelkeninizi ÇEKEREK veya AÇARAK karşılık vererek seyrinize olumlu bir şekilde devam edebilirsiniz. Öne rüzgarın iki halinin;
a) Süratinin ARTIP-AZALMASI ile
b) Rüzgarın YÖN DEĞİŞTİRMESİ halini birbiri ile KARIŞTIRMAYIN.
A) Yalnız sürat arttı veya azaldı ise ona göstereceğiniz tepki (ona yapacağınız) davranış trapezden DOĞRULMAK veya trapeze ÇIKMAK şeklinde olmalıdır.
B) Rüzgarın yönü değişti ise (size göre olumlu sapma oldu ise ) siz onu rüzgar arttı olarak HİSSEDERSİNİZ. Eğer rüzgar size göre olumsuz yönde SAPMA yaptı ise o zaman rüzgar azaldı hissine kapılır yanlış ( davranışta) bulunursunuz. Lütfen önce bunu fark etmeyi öğrenin (dikkat edin) ona göre DAVRANIN. 1. nolu örnekte her iki halde nasıl neler yapmanız gerek ŞEKİLLERİ ile verilmiştir. Daha çok fun yapanlarda izlediğimiz gereksiz ve ters yapılan bu hareketleri çok süratli havalarda sörf yaptıkları için pek fark edilmemekte veya onlar getirdiği olumsuzlukları fark edememekteler. Öğrenimin iki değişik halinden biri olan DENEME YANILMA hali içinde zamanla vücut bu farklılığı değerlendirip doğrusunu yapmakta veya bu hal belli belirsiz böyle sürüp gitmekte. Biz yapılacak hareketlerin doğrusunu BİLGİ yolu ile iyi öğrenip (vücudunuza öğretmeniz) yolunu açmak istiyoruz. O zaman uygulamalarınız şaşmaz bir doğru da gelişecek her istediğiniz zaman her istediğinizin en iyisini yapabileceksiniz. Gelişmelerin Farklarını yapılacakları: Yukarıda sırası ile çizimlerde vurguladık. Bunları takib eden hallerin gereği yapılması lazım gelen KOORDİNELİ hareketleri de gene çizimleri ve onu takiben yazılı açıklamalarını vereceğiz.
DENİZ TUTMASINI ÖNLEME

Deniz tutması çok önemli olmamasına rağmen tekne dalışlarında oldukça çok görülen bir olaydır.Deniz tutması iç kulakla ilgili olarak görüş ve denge oynaklığının sebep olduğu bir olaydır.
*Dalgıçlar teknede ve tekneye binmeden önce ağır ve çok yağlı yiyecekler yememelidirler.
*Eğer ilaç alınacaksa, ilacı alanın, ilacın yan tesirlerini iyi bilmesi gerekir. Bilhassa kulak arkasına yapıştırılan deri üstü ilaçlar dalıştan önce kullanılmamalıdır.
*Yine ilaç bilinen bir dozda da olsa alınacaksa bunun dalıştan çok önce hatta daha geceden alınmasında fayda vardır. Zaten deniz tutmuş birine o anda verilecek ilacın bir faydası yoktur.
*Deniz tutmuş birine güvertede kalmasını tavsiye ediniz.
*Ayrıca deniz tutmasında gözün algıladıkları çok önemli olduğu için hastaya daima ufka veya karadaki sabit tepeler bakmasını söyleyiniz.
*Bütün dalgıçlar motordan çıkan egzost gazının olabileceği noktalardan uzak durmalıdır.
*Deniz tutmasına yatkın dalıcılar seyir esnasında kendilerini devamlı bir şeyle meşgul etmeli ama okumamalıdırlar.
*Son olarak deniz tutmasına yatkın olan dalıcılar, teknenin demirlemesinden kısa bir süre sonra suya girmek için hazır olmalıdırlar. Çünkü deniz tutması tekne demirli iken daha fazla ortaya çıkar.
*Ve bütün bunlara rağmen midesi bulanan bir dalıcı istifra edecekse, teknenin yanından eğilmeli ve denizi kullanmalıdır, tuvaleti değil!
SEYİR FENERLERİ

Gece seyirinde karşılaşılan teknelerin birbirlerini görerek hangi yöne gittiklerinin anlaşılması amacıyla bütün tekneler, boyları ve yapılarına uygun olarak seyir fenerleri ile donatılmışlardır. Seyir fenerleri, belli sektörlere ışık veren fenerlerdir.
Bulundukları yerlere göre değişik renklerde olurlar. Bundan başka tekneler, yaptıkları işi veya içinde bulundukları koşulları birtakım "her yerden görülür" fenerler çekerek gösterirler. Şimdi bu fener tanımlarını görelim:
a) Silyon feneri : Teknenin pruva-pupa çizgisi üzerine konulan, 225 derecelik bir ufuk yayı üzerinde kesiksiz bir ışık gösteren ve teknenin her iki tarafından tam pruvadan itibaren kemerenin 22.5 derece gerisine kadar ışık gösterecek şekilde yerleştirilmiş beyaz fener. Direk başına yakın bir yerde, yüksekte bulunur.
b) Borda fenerleri : Herbiri 112.5 derecelik bir ufuk yayı üzerinde tam pruvadan kendi tarafındaki kemerenin 22.5 derece gerisine kadar kesiksiz bir ışık gösterecek şekilde yerleştirilmiş sancak tarafında kırmızı fenerler. Boyu 20 metreden küçük teknelerde borda fenerleri, teknenin pruva-pupa çizgisi üzerinde bulunan bir fanus içinde birleşik olarak taşınabilir. Borda fenerleri, kamara kenarları ya da baş pulpitte yer alırlar.
c) Pupa feneri: Olabildiği kadar teknenin kıç tarafına yakın bir yere konulani ufkun 135 derecelik yayı üzerinde kesiksiz ışık gösteren, tam pupadan itibaren geminin her iki bordasına 67.5 derecelik bir ışık gösterecek şekilde yerleştirilmiş beyaz fener.
d) Yedekleme feneri: Pupa fenerinin özelliklerine sahip sarı fener.
e) Her yerden görülür fener: Ufkun 360 derecelik yayı üzerinde kesiksiz ışık gösteren fener.
f) Çakar fener: Düzenli aralıklarla dakikada 120 veya daha fazla sayıda çakan bir fener. Seyir fenerleri, güneş batınca yakılır, güneş doğunca söndürülür.İskele borda feneri : Kırmızı, 112.5 dereceSancak borda feneri : Yeşil, 112.5 derecePupa feneri : Beyaz, 135 derece
DENİZCİLİKTE KULLANILAN YÖN TERİMLERİ

Baş: Teknenin ön kısmı.
Kıç: Teknenin arka kısmı.
Pruva : Bir teknenin baştan ileri ufuk yönündeki alan.
Pupa: Bir teknenin kıçtan geri ufuk yönündeki alan.
Sancak: Omurga hattının pruva yönünde sağ tarafı.
İskele: Omurga hattının pruva yönünde sol tarafı.
Omuzluk: Teknenin baş ve kıç kısmında, omurga hattı ile 45 derecelik açı yapan, her iki taraftaki köşeleri.
Rüzgar üstü: Tekne aynı rüzgara tabi kaldığı sürece, teknenin rüzgarı aldığı taraf.
Rüzgar altı: Tekne aynı rüzgara tabi kaldığı sürece, teknenin rüzgarı aldığı tarafın ters istikameti.
TEKNEDE YAŞAM

* Can yelekleri yatağınızın altındadır.
* Bilmediğiniz hiç bir düğmeye asla basmayınız. Vana yada hortumun yönünü yada yerini asla değiştirmeyiniz. Hissettiğiniz veya gördüğünüz bir aksilik olursa müdahele etmeyiniz derhal gemiciye yada kaptana haber veriniz.
* Tuvalatlare asla tuvalet kağıdı – saç – çöp – izmarit – vs atmayınız. Denizde arızalanmış çalışmayan bir tuvaletten daha sıkıcı bir şey olamaz.
* Eğer bünyeniz denize hassas ve rahatsızlık hissediyorsanız; gemiciye veya kaptana başvurunuz.
* Yangın riski ve duman alarmları açısından kamaralarda kesinlikle sigara içmeyiniz. + bardakları altlıksız kullanmamaya lütfen özen gösteriniz.
* Siz kamaranızda yok iken asla fişe takılı elektrikli cihaz bırakmayınız.
* Seyir halinde: tatlı su ve elektrik kullanımına lütfen özen gösteriniz.
* Teknede kullanım alanları kısıtlıdır; eşyalarınızı özellikle kırılabilecek olanları dalgada düşüp kırılmayacak şekilde yerleştiriniz. Boş çantalarınıza yer için gemiciye danışınız.
*v Teknede asla ayakkabı kullanmayınız. Tekne temizliğinde kullanılan kimyasalların cildinize zarar verme ihtimali ve ahşap malzemenin hassaslığı nedenleriyle yalın ayak basmaktansa havlu çorapla dolaşmaya özen gösteriniz.
* Kamaranızdaki kapıların kilitlerinin takılı olmasına özen gösteriniz. Dalgalı havalarda başıboş bırakılan kapılar şiddetle çarparlar ve ciddi yaralanmalara sebep olabilirler.
* Kamaranızdaki lumbuzları açık unutmamaya özen gösteriniz, özellikle seyir halinde ve tekne yıkanırken kapatılmış olduklarından emin olunuz.
* Güverte özellikle ıslakken polyester yüzeyler son derece kaygandır ciddi yaralanmalara sebep olabilir.
* Denizde yaşam tam anlamıyla kollektiftir. Kaptan teknedeki rahatınız ve güvenliğinizden % 100 sorumlu olan kişidir direktiflerini lütfen dikkate alınız.
DENİZDE ÇATIŞMAYI ÖNLEME

1) Karşı yönlerden gelen iki gemi birbirinin iskelesinden geçer.
2) Arkadan gelen gemi önündeki geminin rotasından çıkar.
3) Sancak tarafımızda seyreden bir geminin kırmızı ışığını ,yani iskele bordasını görüyorsak, yol hakkı onundur. Rotasından çıkmanız gerekir. 4) Bir gemi yalnız yelken ile yol alan gemiye yol verir.
5) Manevradan aciz gemiye yol verilir.
6) Yelkenle yürüyen iki tekneden rüzgarı sancaktan alan,yol hakkına sahiptir. Yani rüzgarı iskeleden alan tekne yol verecektir. Her ikiside rüzgarı aynı yönden alıyorsa, rüzgara daha yakın olan yani rüzgar üstündeki rüzgar altındaki teknenin yolundan çıkar.
7) 1 kısa düdük sancağa dönüyorum,2 kısa düdük iskeleye dönüyorum , peşpeşe 4-5 kısa düdük yolumdan çekil demektir. Her ne kadar kurallar böyleyse de siz siz olun yol hakkı benim ben geçeceğim diye inat etmeyin. Hele büyük teknelere kesinlikle yol verin.
MEVKİ KOYABİLME
Her zaman söylediğimiz gibi denizde seyir yapabilmek için büyüklü küçüklü teknelerin seyrettikleri yerlere ait haritaları beraberlerinde bulundurmaları çok doğru olur. Çünkü denizde her zaman neredeyim sorusunun cevabını vermek yaşamsal önem taşır. Güzel Güzel gezerken, birden bire çıkan fırtına, sis yada yoğun yağmur önünüze bir perde gibi çökerek görüşümüzü sıfıra indirince nerede olduğumuz sorusuna iyi, tatminkâr bir cevap vermemizi önleyebilir. Ayrıca teknede bulunduracağımız bir deftere (yasal olarak seyir jurnalı defteri tutmak zorunda olanlar dışında) saat kaçta nerde olduğumuzu not etmemizde elbete büyük yarar vardır.
Amatör denizciler kıyı seyri yapmadan önce, yani seyre başlamadan önce, yani seyre başlamadan önce seyredilecekleri yeri, bölgeyi, denizi, haritalarını, tehlikeleri, hava raporu veren istasyonları, haberleşme istasyonlarını ve dinleme kanallarını çok iyi bir şekilde tespit etmelidir. Kıyı seyri diyince ne kadra mil seyir yapılacağı tespit edilmeli ve kıyının, sahilin özellikleri iyice tetkik edilmelidir.
Amatör denizciler tek başlarına da tekneleri ile seyre çıkabildiklerinden bir kişinin vardiya tutabilme dayanıklılığı göz önüne alınarak ona göre seyretmeli ve demirlenecek yerler buna göre saptanmalıdır. Kuskusuz demirlenecek yerin ne kadra önemli olduğu, hangi rüzgâra açık bulunduğu ve oraya hakim rüzgârın hatta akıntının durumunun ne olduğu geceleri ne kadar güvenli olduğu hususunda bilgiler edinilmeli ve daima uyanık bulunulmalıdır. Seyredeceğimiz, demirleyeceğimiz yerlerdeki sığlıkları, kayalıkları ve diğer tehlikeleri önceden haritada saptamak ve buna göre hareket etmek doğru olacaktır.
İstanbul, Çanakkale Boğazları gibi dar kanallarda, hızlı akıntılar, anafor sularına ve özel trafik kurallarına ve özellikle trafiğe diikat edilmeli ve buralardan geçerken gündüzleri tercih edilmelidir.
Mevki Koruma :
Yukarıda da belirttiğimiz gibi bir gemi, tekne ne olursa olsun, nerede olursa olsun daima; "Ben şu anda neredeyim mevkim nedir?" sorusuna kesin cevap verilmelidir. bu nedenle bir amatör denizci de teknesi ile zevk için, ya da spor için bile gezerken bu kuralı unutmamalı ve daima nerde olduğunun cevabını her zaman verebilmelidir. bu hususta göstermiş olduğumuz titizliği, bir tekne demirde iken de göstermeli ve çıkacak ani fırtılaraka karşı teknemizin yeterince demir tutabileceği, taramıyacağı, tarayınca yakında bulunan taşların, sığlığın üstüne düşmeyeceği, rıhtımda iken fırtınada halatların koparmayacağı, başke teknelerin üzerine düşmeyeceği hususunda kendimizden emin olmalıyız.mevki koyabilmek için ya pusula , ya da el kelteriz aleti kullanılır.
Tekne kıyıda seyir halinde iken bir amatör denizci olarak mevkiimizi (radarımız olmadığına göre) en başta, gece ve gündüz, haritalarda gösterilen fenerlerden kerteriz alarak tayin edebiliriz. Şöyle ki:
1- Bir fenerden, burnundan vb. çeşitli zamanlarda kullanılan iki kertevizle mevkimizi bulabiliriz. buna "iki kat yöntemi" denilir. İkinci kerteriz açısı birinci kerteriz açısının iki katı olmalıdır.
2- İki fenerden, burundan vb. aynı zamanda alınan kerterizlerle,
3- bir kerteviz ve bulunduğumuz yerin iskandili ile
4- Sadece iskandil yaparak.
İki Kat Yöntemi
Bir rota üzerinde giderken rotaya göre alınan nisbi kerterizde (nisbi kerteriz, tekne pruvasına göre alınan kerterizdir. Pusla kerterizi ise kuzeye göre alınan kerterizdir.) zamanı ve varsa parakete yani mesafe ölçen alet ile ilk sayıyı tespit ettikten sonra ikinci nispi kerterizin birinci nisbi kerterizin iki katı olmasına dikkat edilerek bu kerteriz de alınırken paraketede 2. değeri, rakamı saptayarak kaç mil gittiğimizi tespit ederiz. Meydana gelen üçgen eşkenar bir üçgen olduğundan birinci nispi kerteriz ile ikinci nispi kerteriz arasındaki mesafe (BC), ikinci kerteriz yapıldığı sırada tekne konumu ile fener arasındaki mesafe (AC) eşit olacağından, pergelimizi bu mesafe kadar harita enlem ölçüsü üzerinde açarak bu açıklığı pergelin bi ucunu fener üzerine koyarak ikinci ucunu ikinci kerteriz hattı (AC) üzerine batırarak, teknenin ikinci kerteriz sırasında nerde olduğunu bulabiliriz.
Eğer teknede parakede yoksa daha önceleri teknemizin bir saatte ne kadar yol aldığını tespit etmiş olabileceğimizden (her denizci gemisinin, teknesinin ana makinesinin yaptığı çalışmaya göre sakin bir havada, akıntısız bir yerde bir satte ne kadar yol yaptığını, mesafe aldığını bilmesi şarttır.) harita üzerinde mevkileri bilinen iki yer arasında gidiş dönüş yapılarak ve ortalaması alınarak teknenin normal tam yolda (ya da makine r.p.m.) bir saatte ne kadra yol yapacağı, bir saatte hızının ne olduğu saptana bilir. Bu hesaba göre iki kerteriz arasında da ne kadar yol yaptığı bulunarak ikinci kerteriz sırasında fenerden açıklık tespit edilir. Bu şekilde mevki bulmanın bir yararı da, feneri bordalamadan yani fener kemere doğrultusuna gelmeden önce kemerden kaç mil açıktan geçeceğimiz bulunabilir. Ancak şurası unutulmamalıdır ki, bu tür mevkilerin doğruluğu rotada iyi gitmesine, teknede iyi bir kerteriz aletinin bulunmasına ve varsa rüzgârın ve akıntının teknemizi ne kadar etkilediği hesaba katmamıza bağlıdır. Kuşkusuz burada önemli olan teknede bir kerteriz alma aleti bulundurmaktır. Büyük teknelerde pusula üzerine konan ve "hedefe denilen aletle kerteriz alınır. Küçük teknelerde el kerteriz aletleri kullanılır.
Tekne rotasında giderken rotaya göre 35 derece iskelede bulunan A'dan birinci kerteriz (B) alırken saatini ve varsa parakede değerini saptadıktan sonra almış bulunduğumuz ikinci kerterizde (C) saat ve paraketeyi tespit ettikten sonra iki mevki arasında almış bulunduğumuz mesafeyi kule ya da fenerden (A) ikinci mevkiye (C) uygulayarak kesin yakın konum arasında birçok paralel üzerinde ikinci konumlar varken, kesinini bulmak ancak ve ancak birinci kerteriz ile ikinci kerteriz arasında gidilen mesafeyi saptamakla mümkündür. Bu da yukarıda belirttiğimiz şekilde ya parakede kayıtları ile ya da teknenin iki kerteriz arasında gittiği mesafeyi daha önce teknemizin bir saatte gittiği mesafeyi bilmekle mümkündür. bir kere daha tekrar edelim ki her fırsatta teknemizin bir saatte aldığı mesafeyi yani saatte yaptığı hızı, daima tespit etmiş olmamız gerekmektedir. Bir denizcinin teknesinin hızının değişik şartlar altında (teknenin altının kirlenmesi, baştan ve kıçtan gelen akıntı ve dalgalar gibi) ne kadar olduğunu bilmemesi, tahmin edememesi çok büyük bir kusur ve ayıptır.
İki Kerterizle Mevki Bulmak:
bir teknenin mevkiini, bir amatör denizci olarak, denizde en iyi ve en güvenilir şekilde saptamak için en iyi yöntem aynı anda iki maddeden alınan kerterizle yapılandır (üç daha iyi ama, her zaman bulmak mümkün olmayabilir). hemen hemen aynı anda mıknatısi pusla ile alınan kerterizler üzerinde doğal sapma ve yapay sapma işlemlerini yaptıktan sonra bulunan harita (hakiki) kerterizleri hartaya uygulayarak kesin mevki bulunur.
İki kat yönteminde pratik olarak gemilerde kırkbeş-doksan uygulaması yapılmaktadır. Birinci kerteriz pruvadan itibaren iskele ya da sancak 45° derece olurken ikinci kerteriz tam kemere doğrusundan alınarak yine oluşturulan eşkener üçgendeki, gidilen yola eşit olan 2. kerterizi aldığımız maddeden olan açıklığımızı bulabiliriz. Ancak bu ikinci yöntemde kerteriz aldığımız maddeden açıklığımızı onu bordalayınca bulunurken birinci yani 35°/70° buluruz ki, bu daha değerlidir. Çünkü bordalamadan önce maddeden olan açıklığımızı öğrenmemiz bu civarda, yani bordalanınca burundan ya da fenerden ne kadra açık geçeceğimizi öğrenmekle burada -varsa- olan tehlikelere ne kadar yakın olacağımızı daha önceden öğrenebiliriz. Ancak muhakkak 35°/70° olması şart değildir. 30°/60° da ya da 40°/80° de olabilir. Ayrıca birinci kerteriz arasında böyle bir kerteriz arasında böyle bi r ilişki kurmadan da yani örneğin birinci kerteriz 30, ikinci kerteriz 65° olarak da aldığımız kerterizlerin arasında zaman içinde ne kadar mesafe kaydettiğimizi hesapladıktan sonra paralel cetveli rota hattı üzerine koyarak, pergeli de gittiğimiz mesafe kadar ayarlayarak, paraleli oynatarak, yani sahile yakın ya da açık, rota üzerinde paraleli rotaya paralel olarak gezdirirken hangi mesafe pergel açıklığına uyuyorsa iki kerteriz arasında alınan mesafe teknemiz ikinci kerteriz sırasında bu mevkide bulunuyor demektir.
Bir Kerteriz ve İskandillerle mevki koymak :
Kıyı seyri yaparken bir kerteriz alındığında ya da kerteriz alacak hiç bir madda yoksa, varsa teknedeki iskandil aleti ile iskandil yaparak ve haritadaki iskandilleri takip ederek kaba bir mevkide bulunabilir. Ayrıca teknemizde varsa parakede ile gidilen rota üzerinde gidilen mesafe ölçülerek haritaya parakede mevkii de (kaba kompas) konulabilir.
Fenerler, Şamandra Sistemleri ve Diğer seyir Yardımcıları :
Şamandıra Sistemleri : Gemiler denizlerde seyrederken bir çok tehlike ile karşı karşıya kalabilirler. Örneğin dar kanalların iki yakasında bulunan sığlıklar, deniz altı kayaları, gemi enkazları (leşler) gibi tehlikeleri belirtmek için yüzen bir cisim olan şamandıralar ve üzerinde bulunan ışıklar ve özel işaretler tehlikeli mevkilere konularak seyre yardımcı olmaya çalışırlar.
Dünyanın bir çok limanına girip çıkarken deniz trafiği, giriş çıkış kanallarının her iki tarafına konulmuş olan şamandıralar tarafından sağlanır. Çeşitli görev yapan şamandıralar gördükleri göreve göre boyandıktan başka, tepelerine değişik işaretler konur ve geceleri de görevine göre beyaz ya da renkli çakar ışıklar gösterirler.
Uluslararası Fener Otoriteleri Birliği, kısaca IALA, dünyanın hangi bölgelerinde, yerinde ne tür şamandra kullanılacağı hususunda yayınlar yapmaktadır. T.C. Deniz Kuvvetleri Seyir ve Hidrografi Dairesi'nin yayınlamış bulunduğu Semboller, Kısaltmalarve Terimler kitabında şamandıralar ve çok ayrıntılı olarak anlatılmıştır.Ayrıca yapacağımız seyir için satın almış bulunduğumuz haritalarda zaten bu şamandıralar çok güzel gösterildiğinden seyrederken bunlara dikkat etmemiz yerinde olacaktır.Haritamızda gördüğümüz şamandra ve ışıklı şamandranın ne anlama geldiğini anımsayamıyorsak derhal buraya bakarak anlamalı ve ona göre hareket etmeliyiz.
Diğer Seyir Yardımcıları :
Her zaman belirttiğimiz gibi denizlerde güvenli seyir yapabilmek için gerçekten de yetkililer bir çok seyir yardımcılarını gemilerin hizmetine sunmuş bulunmaktadır. Yukarıda belirttiğimiz şamandıralar, fenerler, bunların en başta gelenidir. Ayrıca radarlar için Yansıtıcılar, Sis Düdükleri, Radyo Bıkınlar (belirli zaman aralarında belirli işaretler yayınlar), güvenlik yayınları, seyir kitapları gibi seyir yardımcıları durmadan, dinlenmeden ve her zaman çalışır durumda olmalarını sağlamak için sürekli olarak çalışanları tarafından denizcilerin güvenli seyir yapmalarına yardıncı olurlar.
Uydudan Mevki koymak : Günümüzde artık özellikle açık denizlerde mevki bulmak uydular aracılığı ile yapılmaktadır.Kısaca GPS denilen (Global Positioning Sistem) küçük bir aletle tekneler, gemiler istedeikleri an enlem ve boylamlarını bulabilmektedirler.
Amatör denizciler kıyı seyri yapmadan önce, yani seyre başlamadan önce, yani seyre başlamadan önce seyredilecekleri yeri, bölgeyi, denizi, haritalarını, tehlikeleri, hava raporu veren istasyonları, haberleşme istasyonlarını ve dinleme kanallarını çok iyi bir şekilde tespit etmelidir. Kıyı seyri diyince ne kadra mil seyir yapılacağı tespit edilmeli ve kıyının, sahilin özellikleri iyice tetkik edilmelidir.
Amatör denizciler tek başlarına da tekneleri ile seyre çıkabildiklerinden bir kişinin vardiya tutabilme dayanıklılığı göz önüne alınarak ona göre seyretmeli ve demirlenecek yerler buna göre saptanmalıdır. Kuskusuz demirlenecek yerin ne kadra önemli olduğu, hangi rüzgâra açık bulunduğu ve oraya hakim rüzgârın hatta akıntının durumunun ne olduğu geceleri ne kadar güvenli olduğu hususunda bilgiler edinilmeli ve daima uyanık bulunulmalıdır. Seyredeceğimiz, demirleyeceğimiz yerlerdeki sığlıkları, kayalıkları ve diğer tehlikeleri önceden haritada saptamak ve buna göre hareket etmek doğru olacaktır.
İstanbul, Çanakkale Boğazları gibi dar kanallarda, hızlı akıntılar, anafor sularına ve özel trafik kurallarına ve özellikle trafiğe diikat edilmeli ve buralardan geçerken gündüzleri tercih edilmelidir.
Mevki Koruma :
Yukarıda da belirttiğimiz gibi bir gemi, tekne ne olursa olsun, nerede olursa olsun daima; "Ben şu anda neredeyim mevkim nedir?" sorusuna kesin cevap verilmelidir. bu nedenle bir amatör denizci de teknesi ile zevk için, ya da spor için bile gezerken bu kuralı unutmamalı ve daima nerde olduğunun cevabını her zaman verebilmelidir. bu hususta göstermiş olduğumuz titizliği, bir tekne demirde iken de göstermeli ve çıkacak ani fırtılaraka karşı teknemizin yeterince demir tutabileceği, taramıyacağı, tarayınca yakında bulunan taşların, sığlığın üstüne düşmeyeceği, rıhtımda iken fırtınada halatların koparmayacağı, başke teknelerin üzerine düşmeyeceği hususunda kendimizden emin olmalıyız.mevki koyabilmek için ya pusula , ya da el kelteriz aleti kullanılır.
Tekne kıyıda seyir halinde iken bir amatör denizci olarak mevkiimizi (radarımız olmadığına göre) en başta, gece ve gündüz, haritalarda gösterilen fenerlerden kerteriz alarak tayin edebiliriz. Şöyle ki:
1- Bir fenerden, burnundan vb. çeşitli zamanlarda kullanılan iki kertevizle mevkimizi bulabiliriz. buna "iki kat yöntemi" denilir. İkinci kerteriz açısı birinci kerteriz açısının iki katı olmalıdır.
2- İki fenerden, burundan vb. aynı zamanda alınan kerterizlerle,
3- bir kerteviz ve bulunduğumuz yerin iskandili ile
4- Sadece iskandil yaparak.
İki Kat Yöntemi
Bir rota üzerinde giderken rotaya göre alınan nisbi kerterizde (nisbi kerteriz, tekne pruvasına göre alınan kerterizdir. Pusla kerterizi ise kuzeye göre alınan kerterizdir.) zamanı ve varsa parakete yani mesafe ölçen alet ile ilk sayıyı tespit ettikten sonra ikinci nispi kerterizin birinci nisbi kerterizin iki katı olmasına dikkat edilerek bu kerteriz de alınırken paraketede 2. değeri, rakamı saptayarak kaç mil gittiğimizi tespit ederiz. Meydana gelen üçgen eşkenar bir üçgen olduğundan birinci nispi kerteriz ile ikinci nispi kerteriz arasındaki mesafe (BC), ikinci kerteriz yapıldığı sırada tekne konumu ile fener arasındaki mesafe (AC) eşit olacağından, pergelimizi bu mesafe kadar harita enlem ölçüsü üzerinde açarak bu açıklığı pergelin bi ucunu fener üzerine koyarak ikinci ucunu ikinci kerteriz hattı (AC) üzerine batırarak, teknenin ikinci kerteriz sırasında nerde olduğunu bulabiliriz.
Eğer teknede parakede yoksa daha önceleri teknemizin bir saatte ne kadar yol aldığını tespit etmiş olabileceğimizden (her denizci gemisinin, teknesinin ana makinesinin yaptığı çalışmaya göre sakin bir havada, akıntısız bir yerde bir satte ne kadar yol yaptığını, mesafe aldığını bilmesi şarttır.) harita üzerinde mevkileri bilinen iki yer arasında gidiş dönüş yapılarak ve ortalaması alınarak teknenin normal tam yolda (ya da makine r.p.m.) bir saatte ne kadra yol yapacağı, bir saatte hızının ne olduğu saptana bilir. Bu hesaba göre iki kerteriz arasında da ne kadar yol yaptığı bulunarak ikinci kerteriz sırasında fenerden açıklık tespit edilir. Bu şekilde mevki bulmanın bir yararı da, feneri bordalamadan yani fener kemere doğrultusuna gelmeden önce kemerden kaç mil açıktan geçeceğimiz bulunabilir. Ancak şurası unutulmamalıdır ki, bu tür mevkilerin doğruluğu rotada iyi gitmesine, teknede iyi bir kerteriz aletinin bulunmasına ve varsa rüzgârın ve akıntının teknemizi ne kadar etkilediği hesaba katmamıza bağlıdır. Kuşkusuz burada önemli olan teknede bir kerteriz alma aleti bulundurmaktır. Büyük teknelerde pusula üzerine konan ve "hedefe denilen aletle kerteriz alınır. Küçük teknelerde el kerteriz aletleri kullanılır.
Tekne rotasında giderken rotaya göre 35 derece iskelede bulunan A'dan birinci kerteriz (B) alırken saatini ve varsa parakede değerini saptadıktan sonra almış bulunduğumuz ikinci kerterizde (C) saat ve paraketeyi tespit ettikten sonra iki mevki arasında almış bulunduğumuz mesafeyi kule ya da fenerden (A) ikinci mevkiye (C) uygulayarak kesin yakın konum arasında birçok paralel üzerinde ikinci konumlar varken, kesinini bulmak ancak ve ancak birinci kerteriz ile ikinci kerteriz arasında gidilen mesafeyi saptamakla mümkündür. Bu da yukarıda belirttiğimiz şekilde ya parakede kayıtları ile ya da teknenin iki kerteriz arasında gittiği mesafeyi daha önce teknemizin bir saatte gittiği mesafeyi bilmekle mümkündür. bir kere daha tekrar edelim ki her fırsatta teknemizin bir saatte aldığı mesafeyi yani saatte yaptığı hızı, daima tespit etmiş olmamız gerekmektedir. Bir denizcinin teknesinin hızının değişik şartlar altında (teknenin altının kirlenmesi, baştan ve kıçtan gelen akıntı ve dalgalar gibi) ne kadar olduğunu bilmemesi, tahmin edememesi çok büyük bir kusur ve ayıptır.
İki Kerterizle Mevki Bulmak:
bir teknenin mevkiini, bir amatör denizci olarak, denizde en iyi ve en güvenilir şekilde saptamak için en iyi yöntem aynı anda iki maddeden alınan kerterizle yapılandır (üç daha iyi ama, her zaman bulmak mümkün olmayabilir). hemen hemen aynı anda mıknatısi pusla ile alınan kerterizler üzerinde doğal sapma ve yapay sapma işlemlerini yaptıktan sonra bulunan harita (hakiki) kerterizleri hartaya uygulayarak kesin mevki bulunur.
İki kat yönteminde pratik olarak gemilerde kırkbeş-doksan uygulaması yapılmaktadır. Birinci kerteriz pruvadan itibaren iskele ya da sancak 45° derece olurken ikinci kerteriz tam kemere doğrusundan alınarak yine oluşturulan eşkener üçgendeki, gidilen yola eşit olan 2. kerterizi aldığımız maddeden olan açıklığımızı bulabiliriz. Ancak bu ikinci yöntemde kerteriz aldığımız maddeden açıklığımızı onu bordalayınca bulunurken birinci yani 35°/70° buluruz ki, bu daha değerlidir. Çünkü bordalamadan önce maddeden olan açıklığımızı öğrenmemiz bu civarda, yani bordalanınca burundan ya da fenerden ne kadra açık geçeceğimizi öğrenmekle burada -varsa- olan tehlikelere ne kadar yakın olacağımızı daha önceden öğrenebiliriz. Ancak muhakkak 35°/70° olması şart değildir. 30°/60° da ya da 40°/80° de olabilir. Ayrıca birinci kerteriz arasında böyle bir kerteriz arasında böyle bi r ilişki kurmadan da yani örneğin birinci kerteriz 30, ikinci kerteriz 65° olarak da aldığımız kerterizlerin arasında zaman içinde ne kadar mesafe kaydettiğimizi hesapladıktan sonra paralel cetveli rota hattı üzerine koyarak, pergeli de gittiğimiz mesafe kadar ayarlayarak, paraleli oynatarak, yani sahile yakın ya da açık, rota üzerinde paraleli rotaya paralel olarak gezdirirken hangi mesafe pergel açıklığına uyuyorsa iki kerteriz arasında alınan mesafe teknemiz ikinci kerteriz sırasında bu mevkide bulunuyor demektir.
Bir Kerteriz ve İskandillerle mevki koymak :
Kıyı seyri yaparken bir kerteriz alındığında ya da kerteriz alacak hiç bir madda yoksa, varsa teknedeki iskandil aleti ile iskandil yaparak ve haritadaki iskandilleri takip ederek kaba bir mevkide bulunabilir. Ayrıca teknemizde varsa parakede ile gidilen rota üzerinde gidilen mesafe ölçülerek haritaya parakede mevkii de (kaba kompas) konulabilir.
Fenerler, Şamandra Sistemleri ve Diğer seyir Yardımcıları :
Şamandıra Sistemleri : Gemiler denizlerde seyrederken bir çok tehlike ile karşı karşıya kalabilirler. Örneğin dar kanalların iki yakasında bulunan sığlıklar, deniz altı kayaları, gemi enkazları (leşler) gibi tehlikeleri belirtmek için yüzen bir cisim olan şamandıralar ve üzerinde bulunan ışıklar ve özel işaretler tehlikeli mevkilere konularak seyre yardımcı olmaya çalışırlar.
Dünyanın bir çok limanına girip çıkarken deniz trafiği, giriş çıkış kanallarının her iki tarafına konulmuş olan şamandıralar tarafından sağlanır. Çeşitli görev yapan şamandıralar gördükleri göreve göre boyandıktan başka, tepelerine değişik işaretler konur ve geceleri de görevine göre beyaz ya da renkli çakar ışıklar gösterirler.
Uluslararası Fener Otoriteleri Birliği, kısaca IALA, dünyanın hangi bölgelerinde, yerinde ne tür şamandra kullanılacağı hususunda yayınlar yapmaktadır. T.C. Deniz Kuvvetleri Seyir ve Hidrografi Dairesi'nin yayınlamış bulunduğu Semboller, Kısaltmalarve Terimler kitabında şamandıralar ve çok ayrıntılı olarak anlatılmıştır.Ayrıca yapacağımız seyir için satın almış bulunduğumuz haritalarda zaten bu şamandıralar çok güzel gösterildiğinden seyrederken bunlara dikkat etmemiz yerinde olacaktır.Haritamızda gördüğümüz şamandra ve ışıklı şamandranın ne anlama geldiğini anımsayamıyorsak derhal buraya bakarak anlamalı ve ona göre hareket etmeliyiz.
Diğer Seyir Yardımcıları :
Her zaman belirttiğimiz gibi denizlerde güvenli seyir yapabilmek için gerçekten de yetkililer bir çok seyir yardımcılarını gemilerin hizmetine sunmuş bulunmaktadır. Yukarıda belirttiğimiz şamandıralar, fenerler, bunların en başta gelenidir. Ayrıca radarlar için Yansıtıcılar, Sis Düdükleri, Radyo Bıkınlar (belirli zaman aralarında belirli işaretler yayınlar), güvenlik yayınları, seyir kitapları gibi seyir yardımcıları durmadan, dinlenmeden ve her zaman çalışır durumda olmalarını sağlamak için sürekli olarak çalışanları tarafından denizcilerin güvenli seyir yapmalarına yardıncı olurlar.
Uydudan Mevki koymak : Günümüzde artık özellikle açık denizlerde mevki bulmak uydular aracılığı ile yapılmaktadır.Kısaca GPS denilen (Global Positioning Sistem) küçük bir aletle tekneler, gemiler istedeikleri an enlem ve boylamlarını bulabilmektedirler.
GEMİCİLİK TERİMLERİ
En Çok Kullanılan Gemicilik Terimleri
- OMURGA : Baş-Kıç doğrultusu boyunca postaların bağlandığı ağaç veya çelik kısım
- POSTA : Omurga'dan Küpeşte'ye kadar uzanan, geminin şeklini belirleyen, kaplama saç veya tahtalarının bağlandığı ahşap veya çelik kısımlardır.
- GÜVERTE : Geminin kemereleri üzerine döşenmiş, baştan kıça kadar uzanan kısım.
- KARİNA : Geminin sualtında kalan kaplamalarının dış kısmıdır.
- DRAFT ( DRAUGHT ) : Omurgadan su yüzeyine kadar olan kısım olup " su çekimi " adı da verilir. işareti ile gösterilir.
- SİNTİNE : Geminin sualtında kalan kısmının iç tarafıdır.
- ALABANDA : Geminin yan satıhlarının yukarıdan aşağıya kadar olan iç kısmıdır.
- LOÇA : Baş demir zincirinin geçtiği büyük deliktir.
- MAPA : El incesi yada halatların geçtiği halkalardır.
- NETA : Herşeyi hazır etmek, çalışır hale getirmek.
- ALESTA : Dikkatli bir şekilde beklemek.
- MAYNA : Herhangi bir şeyi halat veya palanga ile indirmek.
- AVARA : Limandan ayrılma, açılma.
- VOLTA : Halatı bağlamak.
- FUNDA : Bırakmak, boşaltmak.
- VİRA : Demir almak yada ırgat veya vinci çalıştırmak.
- AGANTA : Halatı gergin tutmak.
- LAÇKA : Boşalt, gevşet.
- HİSA : İki kat bağla.
- İSKELE ALABANDA : Dümeni tam sola kır ( max. 35° ).
- SANCAK ALABANDA : Dümeni tam sağa kır ( max. 35° ).
- VİYA : Tutulan rotada ilerle, rotayı bozma.
- TOKA : Bayrağı çekmek.
- ARYA : Bayrağı indirmek.
- MEZESTRE : Bayrağı yarıya kadar çekmek.
- ISPASA : Palanga donanımını çözmek veya çıkartmak.
- YALPA : Geminin Sancak - İskele yönünde yaptığı salınımlar.
- MEYİL : Geminin bir tarafa ( Sancak - İskele ) yatık olması.
- TRİM : Geminin Baş - kıç doğrultusunda eğimli durması.
- YUNUSLAMA HAREKET : (Dervişleme )
Yalpa ve baş kıç vurmanin bileşimidir .
- OMURGA : Baş-Kıç doğrultusu boyunca postaların bağlandığı ağaç veya çelik kısım
- POSTA : Omurga'dan Küpeşte'ye kadar uzanan, geminin şeklini belirleyen, kaplama saç veya tahtalarının bağlandığı ahşap veya çelik kısımlardır.
- GÜVERTE : Geminin kemereleri üzerine döşenmiş, baştan kıça kadar uzanan kısım.
- KARİNA : Geminin sualtında kalan kaplamalarının dış kısmıdır.
- DRAFT ( DRAUGHT ) : Omurgadan su yüzeyine kadar olan kısım olup " su çekimi " adı da verilir. işareti ile gösterilir.
- SİNTİNE : Geminin sualtında kalan kısmının iç tarafıdır.
- ALABANDA : Geminin yan satıhlarının yukarıdan aşağıya kadar olan iç kısmıdır.
- LOÇA : Baş demir zincirinin geçtiği büyük deliktir.
- MAPA : El incesi yada halatların geçtiği halkalardır.
- NETA : Herşeyi hazır etmek, çalışır hale getirmek.
- ALESTA : Dikkatli bir şekilde beklemek.
- MAYNA : Herhangi bir şeyi halat veya palanga ile indirmek.
- AVARA : Limandan ayrılma, açılma.
- VOLTA : Halatı bağlamak.
- FUNDA : Bırakmak, boşaltmak.
- VİRA : Demir almak yada ırgat veya vinci çalıştırmak.
- AGANTA : Halatı gergin tutmak.
- LAÇKA : Boşalt, gevşet.
- HİSA : İki kat bağla.
- İSKELE ALABANDA : Dümeni tam sola kır ( max. 35° ).
- SANCAK ALABANDA : Dümeni tam sağa kır ( max. 35° ).
- VİYA : Tutulan rotada ilerle, rotayı bozma.
- TOKA : Bayrağı çekmek.
- ARYA : Bayrağı indirmek.
- MEZESTRE : Bayrağı yarıya kadar çekmek.
- ISPASA : Palanga donanımını çözmek veya çıkartmak.
- YALPA : Geminin Sancak - İskele yönünde yaptığı salınımlar.
- MEYİL : Geminin bir tarafa ( Sancak - İskele ) yatık olması.
- TRİM : Geminin Baş - kıç doğrultusunda eğimli durması.
- YUNUSLAMA HAREKET : (Dervişleme )
Yalpa ve baş kıç vurmanin bileşimidir .
27 Nisan 2007 Cuma
YELKENSEYİRLERİ VE DÖNÜŞLER

Yelken seyirleri, teknelerin gidiş yönü yani rotası ve rüzgarın bu rotaya olan açısına göre farklı biçimlerde adlandırılırlar.
Tüm bu açıları belirleyebilmek için öncelikle rüzgarın yönünü bilmek gereklidir.
Rüzgarı her iki kulağınızla eşit biçimde duymak, rüzgarın baktığınız yönde esmesi anlamındadır.
Rüzgarın duyulabilmesinin mümkün olmadığı hafif havalarda, rüzgar etkisiyle su yüzeyinde oluşan yay biçimindeki eğrilerin açı ortayı yine rüzgarın geldiği yönü gösterir.
Direk tepesindeki rüzgar bayrağı ve elektronik aygıtlar da rüzgar yön ve şiddetini belirler.
SEYİR TİPLERİ
Yelken seyirleri "rüzgar-rota açısına" göre adlandırılırlar.
1. Orsa (Borina)
Rüzgar yaklaşık 45 derecede.
2. Dar Apaz
Rüzgar 60-75 derece aralığında
3. Apaz
Rüzgar kemere hattında, 90 derece
4. Geniş Apaz
Rüzgar 105-165 derece aralığında
5. Pupa
İsmini teknenin arkasından alır
(Bkz. Denizcilik Eğitimi)
Rüzgar 180 derecede, rota - rüzgar yönü aynı.
Yukarıda tanımlı seyirlerde en uygun verimin alınabilmesi için, birinci dersteki kuralların uygulanması gereklidir.
Bu nedenle yelkenlerin pruva-pupa hattına olan açıları da, orsa seyirde dar, apazda daha geniş ve pupa seyirde en geniş biçimde olacak biçimde ayarlanmalıdır. Yelkenlerin donatılışı sırasında düzgün bir geometri yaratmaları birinci yelken trimini, rüzgara olan açılarının optimal düzeyde tutulmaları ise ikinci yelken trimini oluşturur.
Düzgün donatılmamış yelkenler, yelken içindeki rüzgar hareketini engeller.
Yanlış açılı yelkenler ise yelken arkasında oluşması gereken emiş konisi ni bozarlar ve tekne istenilen hızda ilerleyemez. Birden çok yelkeni olan teknelerde dikkat edilmesi gereken bir diğer konu ise yelkenlerin birbirleri ile uyumudur. Bir yelkenin diğerini gölgeleyebilecek biçimdeki kesimi, her iki (veya daha çok) yelkenin doğru trimde olmalarına rağmen istenilen sonucu vermemesi anlamındadır.
İki yelkenin birbirini gölgelemesi durumu her şey uygun olsa dahi özellikle "pupa" seyirde söz konusudur. Genelde anayelken floğu gölgeler ve verimsiz bir seyre neden olur. Çare yelkenlerin farklı taraflarda açılmasıdır. Bu seyir biçimine Türkçe'de "Ayı bacağı" denir. Aynı seyrin İngilizce karşılığı ise "Buterfly"dır.
2. KONTRA KAVRAMI
Bilindiği gibi bir teknenin Pruva - Pupa hattına göre (Pruva önde, pupa arkada) sağ tarafı "Sancak", sol tarafı ise "İskele" dir. Akılda kolay kalabilmesi için Osmanlı sancağını hatırlamak kolay bir yöntemdir.
Yelken ile yürütülen teknenin rüzgarı hangi yönden aldığı son derece önemlidir.
Rüzgar hangi borda tarafından esiyorsa, doğal olarak yelkenler de karşı (kontra) tarafta şişiyor demektir.
Sancak Kontra: Rüzgarın sancak tarafından esmesi ve yelkenlerin iskele, sancağın karşı tarafında dolması anlamındadır.
İskele Kontra: Rüzgarın iskele tarafından esmesi ve yelkenlerin iskele tarafının karşısında dolması demektir.
Pupa seyirde ise bir teknenin hangi kontrada seyrettiğini ana-yelkenin konumu belirler. Flok nerede olursa olsun, eğer ana-yelken iskele tarafında dolmuşsa tekne "Sancak kontra" konumundadır. "İskele kontra" ise ana-yelkenin sancak tarafında olması anlamındadır.
Ana yelkenin olmaması halinde kuralı belirleyen mevcutlar içindeki en büyük yelkendir. Büyüklük "kavramı ana-yelken"in varlığı halinde geçerli değildir.
Kontra kavramını bu denli ayrıntılı görüşmemizin iki ana nedeni vardır.
"Yol Hakkı" kuralları teknenin seyrettiği "Kontra" ya göre belirlenir. Ancak bu koşul yol-hakkı nı belirleyen tek unsur değildir. Bu bağlam ve aşamada, "Sancak Kontra" seyreden bir teknenin yol hakkına sahip olduğunu bilmemizde yarar vardır.
Yelkenli bir teknenin bir yerden bir başka yere gidebilmesi, büyük bir olasılıkla kontra değiştirerek çeşitli manevralar ile olasıdır.
3. KONTRA DEĞİŞTİRMEK
Tekne rotasını değiştirerek rüzgarı farklı taraftan almak demektir. Bu işlemin yapılabilmesi iki farklı türde manevra ile mümkündür.
3. 1 TRAMOLA
Tekne rotasını rüzgar üstüne doğru çevirmek ve rüzgarı diğer taraftan (kontradan) alarak seyre devam etmektir.
Bir diğer tanım ile, tekneyi orsa rotasını da aşacak biçimde rüzgarüstüne çevirmektir. Bu işlem sırasında yelkenlerin dolamayacağı (kör bölge) ±45 derece bölgesinden geçmesi gerekmektedir. Teknenin üzerinde yeterince yol yoksa, bu manevra başarı ile sonuçlanmayabilir. Flok'u bulunan teknelerde rüzgar farklı kontradan gelene kadar flok konumunun değiştirilmemesi, kör bölgede iken rüzgarın tersten doldurulması ("Faça Floka") manevra yeteneğinin arttırılmasını sağlayacaktır.
Manevranın tamamlanmasından sonra yelkenler yeni açıya göre tekrar trim edilmelidir. Tüm bu işlemlerde dümen, yelken, yelken ıskotaları (Bkz. Denizcilik Eğitimi) dümenci ve flokçu uyum içinde çalışmalıdır.
Rüzgarı iskele baş-omuzluktan alan şamandrayı "Tramola" ile dönüyor.
Açı yaklaşık 45 derece (Rota / Bayrak)
Seyir: İskele-kontra, orsa
Yelkenciler iskele tarafında denge oluşturuyorlar.
Tekne rüzgar-üstüne doğru dönüyor. Yelkenler yapraklamaya başlıyor.
Açı yaklaşık 0 derece
Yelkenciler tekne ortasına gelmiş
Rüzgar sancak baş-omuzluğa yakın. Rüzgar açısı yelkenlerin dolması için henüz yeterli değil. Ana yelken kontra değiştirmek üzere.
Flok faça durumunda
Yelkenciler rüzgar-üstünde yeni konumlarını almak üzereler.
Rüzgar sancakta ve yaklaşık 45 derece. Yelkenler iskelede ve dolu.
Seyir: Sancak-kontra, orsa
Yelkenciler sancak tarafında denge oluşturuyorlar.
Tramola tamamlandı.
3.2 KAVANCA
Tekne rotasını rüzgar altına doğru çevirmek ve rüzgarı diğer taraftan (kontradan) alarak seyre devam etmektir.
Bu manevrada tekneyi pupa seyrine kadar getirmek ve ana-yelkenin rüzgar alış yönünü değiştirene kadar dönüş işlemine devam etmek gerekir. Ancak geniş seyirden farklı kontradaki bir başka geniş seyre geçileceği için yelkenin güverte üzerinde süpüreceği alan oldukça fazla ve dönüş-değişim hızı ise çok yüksektir. Bu manevradan önce güvertedeki yolcuların uyarılması özellikle önemlidir. Aksi halde hızla gelen ana-yelken bumbası istenmeyen ciddi kazalara neden olabilir. Yine bu manevra biçiminde de gerekli her tür uyumun sağlanması ve manevra sonrasında yeni rotanın gerektirdiği trimler yapılmalıdır.
Tekne rotasının rüzgarın geldiği yönde olduğunu varsayarsak, hedefe gidebilmek için 45 derecelik tramolalardan başka seçenek yoktur.
Rüzgarı iskele kıç-omuzluktan alan şamandrayı "Kavança" ile dönüyor.
Açı yaklaşık 165 derece (Rota / Bayrak)
Bayrak rüzgar altında ve gölgede
Seyir: İskele-kontra, geniş apaz
Yelkenciler iskele tarafında ve ortada denge oluşturuyorlar.
Tekne rüzgar-altına doğru dönüyor.
Rota ve rüzgar aynı yönde
Yelkenciler tekne ortasına gelmiş, kendilerini bumbanın süpürme alanından koruyorlar.
Rüzgar sancak kıç-omuzluğa yakın. Rüzgar açısı yelkenlerin dolması için henüz yeterli değil. Yelkenler kontra değiştirmiş. Henüz triminde değil.
Yelkenciler rüzgar-üstünde yeni konumlarını almak üzereler.
Rüzgar sancakta ve yaklaşık 165 derece. Yelkenler iskelede ve dolu.
Seyir: Sancak-kontra, geniş apaz
Yelkenciler sancak tarafında denge oluşturuyorlar.
Kavança tamamlandı.
DENİZDE SEYİRLER
ORSA SEYRİ (RÜZGARÜSTÜNE SEYİR)
Orsa seyri en yavaş yelken seyridir. Çünkü rüzgarı bu açıyla aldığınızda rüzgar gücünün çoğu, tekneyi ileri hareket ettirmek yerine yatırmaya harcanır. Orsa seyirde tekneyi yatırma gücü, ileri hareket ettirme gücünden 4 kat fazladır. Orsa seyirde rüzgar daha şiddetli hissedilir. Rüzgar ve dalgaların suratınızda patladığı orsa seyri tekne ve mürettebat için zordur. Teknenin başı her dalgayla çıkar iner. Yelkenli teknenin rüzgara en çok yaklaşabildiği bu seyirde flok çarmıklara kadar, ana yelkende teknenin ortasına kadar trim edilir. Orsa seyrine volta vurmakta denir. Yelkenler olabildiğince gergin trim edilmelidir. Flok iskotası yelken çarmıklara yaklaşana dek gerilmelidir. Ön yelkeniniz flok yerine bir cenova ise fazla trim etmeniz halinde direğe ve direk gurcatalarına yaslanacaktır. Orsa seyirde ana yelken bumbası teknenin orta hattına gelinceye kadar trim edilmelidir. Bu teknenin rüzgar üstüne yakın seyir yapma imkanını arttırır. Yelkenler içeri doğru gergin olduğu kadar yukarı doğruda gergin olmalıdırlar. Ayrıca mandarlarında gerili olmasına dikkat etmeniz gereklidir. Eğer ön yelken tamamen içeriye trim edilmiş ve rüzgar üstü ve rüzgar altı kurdeleleri geriye doğru uçuşuyorsa, rüzgar üstüne doğru 45 derecede gidiyorsunuz demektir. Eğer rüzgar üstündeki kurdele düşüyorsa rüzgar üstüne fazla çıktınız, yükseldiniz demektir. Bu durumda teknenin başı birkaç derece rüzgaraltına döndürülmelidir. Yani yekeyi yelkenlerin ters yönüne çekmeli, dümenin yelkenlere doğru çevrilmesi gerekir. Rüzgarla kırk üç derece açı ile seyir yapmak yanlışken, 48 derece ile seyir yapmak yanlış değildir. Bu sizi yalnızca yavaşlatır.
APAZ SEYRİ
Apaz seyri en hızlı seyirdir. Apaz seyrinde toplam kuvvet bileşkesi, gitmek istediğimiz yöne, yani ileri doğrudur. Bu seyirde daha büyük yelken alanı kullanılır. Buda tekneyi hızlandırır. Apaz seyri pupa seyrinden de hızlıdır. Çünkü rüzgarla aynı yönde gidilen pupa, seyrinde, yelken rüzgarı tutan bir araç görevini görür. Yalnızca rüzgarı tutarak hareket ettiği için pupa seyri yapan bir teknenin rüzgardan hızlı gitmesi mümkün değildir. Orsa seyri çok dar bir seyir açısıdır. Teknenin başı rüzgarla 45-50 derecelik bir açıdadır. Apaz seyri ise tersine 50-170 dereceler arasını içerir. Apaz seyri Dar Apaz, Apaz (Borda Apaz) ve geniş apaz seyirleri olmak üzere üç bölüme ayrılır. Teknenin başı rüzgarla 50-90 derecelik açı yaptığında dar Apaz, 90-120 derecelik bir açı yaptığında apaz(Borda Apaz), 120-170 derecelik açılarda geniş apaz olur. Orsadan dar apaza geçerken yelkenler giderek boşlanmalıdır. Aynı şekilde dar abazdan borda seyrine, sonrada geniş apaza geçerken, yada rüzgar altına düşerken yelkenler giderek boşlanmalıdır. Tersine, geniş apazdan apaza sonrada dar apaza geçerken, yani rüzgar üstüne yükselirken ise yelkenler giderek trim edilmelidir. Apaz seyirde, yelkenlerin yapraklanmasını rüzgar altına dönerek ya da yelkenleri trim ederek ya da her ikisini birden yaparak durdurabilirsiniz. Orsadan geniş apaza geçerken mandarları biraz boşlayın, apaz seyrinde rüzgarla dolan yelkenler daha iyidir. Rüzgar fazlaysa daha düz yelkenler bayılmayı azaltır., mandarı iyice gererek, orsa yakası gergisini kullanarak yelkenleri düz hale getirin
PUPA SEYRİ
Pupa seyri tam rüzgar yönünde yapılan seyirdir. 180 derece ile tam rüzgar aşağı seyir yapılır. Pupa seyri yerine 160 derecelik Geniş Apaz seyri yapmak daha uygun olacaktır. Geniş Apaz seyri yapıp rüzgar altı volta atarak ilerlemek pupa seyrine oranla daha hızlıdır. Yarış tekneleri pupa seyri yapmamayı tercih ederler. Pupa seyrinde ana yelken rüzgara 90 derece açıda tutulur. Ana yelken çarmıklara yaslanmamalıdır. Ana yelkenin fazla boşlanması halinde tekne rüzgara dönmeye çalışacaktır. Rüzgar sert olduğunda, dümen teknenin dönüşünü engelleyemez. Pupa seyirde ön yelken etkisiz olduğu için genellikle rüzgar üstü tarafa doğru açılır. Yelken rüzgar üstü tarafa geçirildiğinde iyice boşlanır. Ayı Bacağı denen bu pozisyon ön yelkenin rüzgarla dolmasını sağladığı için, pupa seyirde daha hızlı yol alınmasına olanak verir. Pupa seyir yapmayı seçmeniz halinde kavança atmanızda gerekecektir. Rüzgar şiddetliyse ve deniz dalgalıysa kavança ile dönmemeniz gerekmektedir.
Orsa seyri en yavaş yelken seyridir. Çünkü rüzgarı bu açıyla aldığınızda rüzgar gücünün çoğu, tekneyi ileri hareket ettirmek yerine yatırmaya harcanır. Orsa seyirde tekneyi yatırma gücü, ileri hareket ettirme gücünden 4 kat fazladır. Orsa seyirde rüzgar daha şiddetli hissedilir. Rüzgar ve dalgaların suratınızda patladığı orsa seyri tekne ve mürettebat için zordur. Teknenin başı her dalgayla çıkar iner. Yelkenli teknenin rüzgara en çok yaklaşabildiği bu seyirde flok çarmıklara kadar, ana yelkende teknenin ortasına kadar trim edilir. Orsa seyrine volta vurmakta denir. Yelkenler olabildiğince gergin trim edilmelidir. Flok iskotası yelken çarmıklara yaklaşana dek gerilmelidir. Ön yelkeniniz flok yerine bir cenova ise fazla trim etmeniz halinde direğe ve direk gurcatalarına yaslanacaktır. Orsa seyirde ana yelken bumbası teknenin orta hattına gelinceye kadar trim edilmelidir. Bu teknenin rüzgar üstüne yakın seyir yapma imkanını arttırır. Yelkenler içeri doğru gergin olduğu kadar yukarı doğruda gergin olmalıdırlar. Ayrıca mandarlarında gerili olmasına dikkat etmeniz gereklidir. Eğer ön yelken tamamen içeriye trim edilmiş ve rüzgar üstü ve rüzgar altı kurdeleleri geriye doğru uçuşuyorsa, rüzgar üstüne doğru 45 derecede gidiyorsunuz demektir. Eğer rüzgar üstündeki kurdele düşüyorsa rüzgar üstüne fazla çıktınız, yükseldiniz demektir. Bu durumda teknenin başı birkaç derece rüzgaraltına döndürülmelidir. Yani yekeyi yelkenlerin ters yönüne çekmeli, dümenin yelkenlere doğru çevrilmesi gerekir. Rüzgarla kırk üç derece açı ile seyir yapmak yanlışken, 48 derece ile seyir yapmak yanlış değildir. Bu sizi yalnızca yavaşlatır.
APAZ SEYRİ
Apaz seyri en hızlı seyirdir. Apaz seyrinde toplam kuvvet bileşkesi, gitmek istediğimiz yöne, yani ileri doğrudur. Bu seyirde daha büyük yelken alanı kullanılır. Buda tekneyi hızlandırır. Apaz seyri pupa seyrinden de hızlıdır. Çünkü rüzgarla aynı yönde gidilen pupa, seyrinde, yelken rüzgarı tutan bir araç görevini görür. Yalnızca rüzgarı tutarak hareket ettiği için pupa seyri yapan bir teknenin rüzgardan hızlı gitmesi mümkün değildir. Orsa seyri çok dar bir seyir açısıdır. Teknenin başı rüzgarla 45-50 derecelik bir açıdadır. Apaz seyri ise tersine 50-170 dereceler arasını içerir. Apaz seyri Dar Apaz, Apaz (Borda Apaz) ve geniş apaz seyirleri olmak üzere üç bölüme ayrılır. Teknenin başı rüzgarla 50-90 derecelik açı yaptığında dar Apaz, 90-120 derecelik bir açı yaptığında apaz(Borda Apaz), 120-170 derecelik açılarda geniş apaz olur. Orsadan dar apaza geçerken yelkenler giderek boşlanmalıdır. Aynı şekilde dar abazdan borda seyrine, sonrada geniş apaza geçerken, yada rüzgar altına düşerken yelkenler giderek boşlanmalıdır. Tersine, geniş apazdan apaza sonrada dar apaza geçerken, yani rüzgar üstüne yükselirken ise yelkenler giderek trim edilmelidir. Apaz seyirde, yelkenlerin yapraklanmasını rüzgar altına dönerek ya da yelkenleri trim ederek ya da her ikisini birden yaparak durdurabilirsiniz. Orsadan geniş apaza geçerken mandarları biraz boşlayın, apaz seyrinde rüzgarla dolan yelkenler daha iyidir. Rüzgar fazlaysa daha düz yelkenler bayılmayı azaltır., mandarı iyice gererek, orsa yakası gergisini kullanarak yelkenleri düz hale getirin
PUPA SEYRİ
Pupa seyri tam rüzgar yönünde yapılan seyirdir. 180 derece ile tam rüzgar aşağı seyir yapılır. Pupa seyri yerine 160 derecelik Geniş Apaz seyri yapmak daha uygun olacaktır. Geniş Apaz seyri yapıp rüzgar altı volta atarak ilerlemek pupa seyrine oranla daha hızlıdır. Yarış tekneleri pupa seyri yapmamayı tercih ederler. Pupa seyrinde ana yelken rüzgara 90 derece açıda tutulur. Ana yelken çarmıklara yaslanmamalıdır. Ana yelkenin fazla boşlanması halinde tekne rüzgara dönmeye çalışacaktır. Rüzgar sert olduğunda, dümen teknenin dönüşünü engelleyemez. Pupa seyirde ön yelken etkisiz olduğu için genellikle rüzgar üstü tarafa doğru açılır. Yelken rüzgar üstü tarafa geçirildiğinde iyice boşlanır. Ayı Bacağı denen bu pozisyon ön yelkenin rüzgarla dolmasını sağladığı için, pupa seyirde daha hızlı yol alınmasına olanak verir. Pupa seyir yapmayı seçmeniz halinde kavança atmanızda gerekecektir. Rüzgar şiddetliyse ve deniz dalgalıysa kavança ile dönmemeniz gerekmektedir.
26 Nisan 2007 Perşembe
PUSULA

Dünya'nın neresinde durursanız durun, elinizde bir pusula varsa size kuzey kutbunu gösterir. Okyanusun ortasında olduğunuzu düşleyin; her taraf sularla çevrili, hava da bulutlu ve güneş görünmüyor. Elinizde bir pusulanız yoksa yönünüzü nasıl tayin edeceksiniz? GPS uyduları ve diğer ileri teknoloji seyir aletleri icat edilmeden önce insanoğlunun en kolay ve en ucuz yönlendirme aleti pusulalardı. Pusula nasıl çalışıyor ve küçük manyetik alanları saptamada neden böylesine kullanışlı bir alet? Tüm bu soruları yanıtladıktan sonra sıfırdan bir pusula nasıl yaparız, bir de ona bakacağız...
Temel Noktalar
Pusula son derece basit bir alet. Jiroskopik pusulaların tersine manyetik pusulalarda, çok hafif küçük bir mıknatıs, neredeyse sürtünmesiz bir pivot noktası üzerinde durur. Mıknatısa genellikle iğne denir. İğnenin bir ucu "N" ile işaretlenir ve belli bir renkle boyanır, böylelikle kuzeyi gösterdiği belirtilir. Yüzeysel olarak bakıldığında pusulayla ilgili her şey işte bu kadar!
Pusulanın neden çalıştığıysa daha da ilginç. Dünya'nın, içinde koskocaman bir manyetik çubuk barındırdığını düşünelim. Pusulanın kuzey ucunun kuzey kutbunu göstermesi için, Dünya'nın içine gömülü olduğunu varsaydığımız bu koskocaman mıknatıs çubuğun güney ucunun, Kuzey Kutbunu gösteriyor olması gerek (şekilde görüldüğü gibi).
Dünya'yı böyle düşündüğümüzde, mıknatıslara ilişkin "karşıtlar birbirini çeker" kuralına göre, pusula iğnesinin kuzey ucu, Dünya'nın içine gömülü olduğunu varsaydığımız mıknatıs çubuğunun güney ucunu, böylelikle de kuzeyi gösterecek.
Tam olarak doğrusunu söylemek gerekirse, Dünya'nın içinde gömülü olduğunu varsaydığımız mıknatıs çubuğun, Dünya'nın dönme ekseni boyunca değil de merkezden biraz sapmış olduğunu hatırlayalım. Hemen hemen bütün iyi haritalarda, farklı bölgelerde nasıl bir sapma olduğu gösterilir (çünkü gezegenin neresinde olduğunuza bağlı olarak, bu biraz farklılık gösterir).
Dünya'daki manyetik alan yüzeyde oldukça zayıf. Sonuçta Dünya gezegeninin çapı yaklaşık 8000 mil civarında olduğundan, pusulamızı etkileyecek manyetik alanın uzun bir yol kat etmesi gerekiyor. İşte bu yüzden pusulalarda hafif bir mıknatısa ve sürtünmesiz bir yataklamaya ihtiyaç var. Aksi taktirde Dünya'nın manyetik alanı pusula iğnesini döndürmeye yetmeyecektir.
"Dünya merkezine gömülü büyük bir mıknatıs çubuk" benzetmesi, Dünya'nın niçin manyetik alana sahip olduğunu açıklıyor; ancak gerçekte neler olduğunu anlatmaya yetmiyor. Gerçekte neler oluyor?
Kimse gerçekte neler olduğunu bilmiyor, ancak yürürlükteki kuram, yukarıdaki şekilde de görüldüğü gibi, Dünya'nın merkezinin çoğunlukla erimiş demirden (kıpkırmızı) oluştuğunu düşündürüyor.
Fakat merkezin en orta noktasındaki basınç o denli yüksek ki, süper sıcak demir, kristalize olup katılaşır. Dünya'nın dönüşünün yanı sıra, çekirdekten yayılan ısıyla oluşan dikey hava akımı (konveksiyon), sıvı demirin dönel bir biçimde hareket etmesini sağlar. Sıvı demir tabakadaki bu dönel güçlerin, dönme ekseni etrafında zayıf manyetik güçler yarattığına inanılır.
Dünya'nın manyetik alanı çok zayıf olduğundan, pusula, herhangi bir şeyin yarattığı çok hafif manyetik alanların saptayıcısından başka bir şey değildir.
Pusulamızı Nasıl Yaparız?
Eğer bir pusulanız yoksa, yüz yıl önce insanlar nasıl kendi pusulalarını yapmışlarsa, siz de kendinize bir pusula yapabilirsiniz. Pusula yapmak için aşağıdaki malzemelere gereksinim var:
Bir iğne, ya da ince demir bir çubuk, hatta düzeltilmiş bir kağıt atacı bile olur.
Bir mantar parçası, bir küçük köpük, bir parça plastik gibi, yüzen küçük bir şey.
İçinde 2,5 cm kadar su olan 20-30 cm çapında, örneğin kek kalıbı gibi bir kap.
İlk adım, iğneyi mıknatısa dönüştürmek. Bunun en kolay yolu, iğneyi, mıknatısa 10-20 kez sürtmek. Bir mıknatıs bulamıyorsanız, her evde bulunan bir konserve açacağını kullanabilirsiniz.
Yüzer parçayı, şekildeki gibi su dolu kabınızın ortasına yerleştirin. Manyetik iğnenizi tam orta yerine yerleştirin. İşte size sürtünmesiz bir yatak. Çok yavaş bir şekilde dönerek kuzeyi gösterecektir! İşte çok basit bir pusula yaptık...
Jiroskopik Pusulalar
Burada yaratmış olduğumuz türden bir manyetik pusula, gemiler ve uçaklar gibi hareket halindeki platformlarda sorun yaratır. Terazide olmak durumunda olduğu için, platform hareket ettikçe kendini çok yavaş bir şekilde düzeltmeye çalışır. İşte bu yüzden çoğu gemi ve uçakta Jiroskopik pusulalar kullanılır.
Döner jiroskop, salınımlı bir çerçeve içinde desteklenerek döndürülürse, platform dönse bile gösterdiği yön değişmeyecektir. Jiroskopik pusulada bu eğilim, bir manyetik pusula benzetmesi olarak kullanılabilir. İlk başta manyetik bir pusula referans olarak kullanılarak, Jiroskopik pusula ekseninin kuzeyi göstermesi sağlanır. Jiroskopik pusula içindeki bir motor, jiroskopun dönmesini sağlar; böylelikle Jiroskopik pusula kuzeyi göstermeyi doğru bir şekilde sürdürür, ve gemi ya da uçaktaki yan yatma, türbülans gibi hareketlerden doğacak yanlışlıklar ortadan kaldırılmış olur. Cayropusulalar periyodik olarak manyetik pusulalarla karşılaştırılarak, olabilecek yanlışlara karşı korunur.
AKINTILAR
Akıntılar dikey ve yatay yönlü periyodik veya periyodik olmayan su hareketleridir. Akıntıların değişik oluşum sebepleri vardır. Bunları 5 ana grupta toplayabiliriz.
1- RÜZGAR AKINTILARI : Yüzey akıntıları şeklinde görülür fakat bir miktar belli bir derinlikte de etkileri sürer. Yüzeydeki akıntının hızı fazla olduğu için akıntı hızına bağlı olarak yüzeyden derine doğru bir dönüş ve su sirkülasyonu oluşur.
2 - TERMOHALİN AKINTILARI : Çeşitli nedenlerle meydana gelen tuzluluk ve sıcaklık farklarının oluşturduğu akıntılardır.
3 - BOĞAZ AKINTILARI : Boğaz ile ilişkide olan iç denizlerin, yağış buharlaşma gibi hidrolojik ve boğazın şekli, derinliği gibi coğrafik faktörlere bağlı oluSan akıntılardır. Genelde birbirine ters yönlü akıntı sistemleri şeklindedir. Marmara'da görülen akıntı sistemi bu tiptir. Bilindiği gibi Marmara'da alt katmanlarda Akdeniz üst katmanlarda Karadeniz suyu ters yönlü olarak akmaktadır.
4 - DALGA AKINTILARI : Dalgaların sahildeki kırılmalarından sonra su, kırılma hattına taSınarak kıyı boyunca bir su hareketi oluşur ve bu oluşum bir akıntı meydana getirir.
5 - GEL - GİT AKINTILARI : Adından da anlaşılacağı üzere gel-git sırasında oluşan ve periyodik akıntılar olup oldukça kuvvetli olabilirler. Fransa ve İngiltere'nin Manş sahillerinde bu akıntılardan elektrik elde etmek üzere kurulmuş akıntı türbinleri bulunmaktadır.
AKINTI ÖLÇÜMLERİ
Akıntıların incelenmesi sırasında
1- Akıntının yönü
2- Akıntının hızı dikkate alınır.
Akıntının yönü ve hızını ölçmek için çeşitli araçlar geliştirilmiş olsa da bir dalış grubu için bilinmeyen bir bölgedeki akıntı tayini şöyle yapılabilir ;
Deniz akıntılarının hızı genellikle metre / saniye yada deniz mili / knot olarak ifade edilir. 1 knot 0.5 m / sn'dir ve " X mil akıntı var " şeklinde ifade edilir.
AKINTI ÖLÇÜMÜ İÇİN LANGRANGIAN METODU :
Bir cisim yada maddenin su içindeki hareketinin incelenmesi yöntemine dayanır. En basit yöntem yoğunluğu sudan hafif bir cismi suya atarak katettiği mesafenin tahmini ile hız tesbitidir. İkinci bir yöntem ise kuvvetli bir boya olan Rhodamin - B maddesinin suya atılıp yayılımının incelenmesidir. Bu yöntemle bölgenin akıntı haritası dahi çıkarılabilir.
Dalgalı bir denizde eğer kıyıdan giriliyorsa dalış kıyıdan başlamalı ve yüzeyden geri dönülmelidir.
1- RÜZGAR AKINTILARI : Yüzey akıntıları şeklinde görülür fakat bir miktar belli bir derinlikte de etkileri sürer. Yüzeydeki akıntının hızı fazla olduğu için akıntı hızına bağlı olarak yüzeyden derine doğru bir dönüş ve su sirkülasyonu oluşur.
2 - TERMOHALİN AKINTILARI : Çeşitli nedenlerle meydana gelen tuzluluk ve sıcaklık farklarının oluşturduğu akıntılardır.
3 - BOĞAZ AKINTILARI : Boğaz ile ilişkide olan iç denizlerin, yağış buharlaşma gibi hidrolojik ve boğazın şekli, derinliği gibi coğrafik faktörlere bağlı oluSan akıntılardır. Genelde birbirine ters yönlü akıntı sistemleri şeklindedir. Marmara'da görülen akıntı sistemi bu tiptir. Bilindiği gibi Marmara'da alt katmanlarda Akdeniz üst katmanlarda Karadeniz suyu ters yönlü olarak akmaktadır.
4 - DALGA AKINTILARI : Dalgaların sahildeki kırılmalarından sonra su, kırılma hattına taSınarak kıyı boyunca bir su hareketi oluşur ve bu oluşum bir akıntı meydana getirir.
5 - GEL - GİT AKINTILARI : Adından da anlaşılacağı üzere gel-git sırasında oluşan ve periyodik akıntılar olup oldukça kuvvetli olabilirler. Fransa ve İngiltere'nin Manş sahillerinde bu akıntılardan elektrik elde etmek üzere kurulmuş akıntı türbinleri bulunmaktadır.
AKINTI ÖLÇÜMLERİ
Akıntıların incelenmesi sırasında
1- Akıntının yönü
2- Akıntının hızı dikkate alınır.
Akıntının yönü ve hızını ölçmek için çeşitli araçlar geliştirilmiş olsa da bir dalış grubu için bilinmeyen bir bölgedeki akıntı tayini şöyle yapılabilir ;
Deniz akıntılarının hızı genellikle metre / saniye yada deniz mili / knot olarak ifade edilir. 1 knot 0.5 m / sn'dir ve " X mil akıntı var " şeklinde ifade edilir.
AKINTI ÖLÇÜMÜ İÇİN LANGRANGIAN METODU :
Bir cisim yada maddenin su içindeki hareketinin incelenmesi yöntemine dayanır. En basit yöntem yoğunluğu sudan hafif bir cismi suya atarak katettiği mesafenin tahmini ile hız tesbitidir. İkinci bir yöntem ise kuvvetli bir boya olan Rhodamin - B maddesinin suya atılıp yayılımının incelenmesidir. Bu yöntemle bölgenin akıntı haritası dahi çıkarılabilir.
Dalgalı bir denizde eğer kıyıdan giriliyorsa dalış kıyıdan başlamalı ve yüzeyden geri dönülmelidir.
YÖNLER VE RÜZGARLAR

Pusulada dört ana yön, bu istikametten esen rüzgârlar ve kısaltmalar şunlardır.
0°, Kuzey, rüzgârı: yıldız - N
90°, Doğu, rüzgârı: gündoğusu - E
180°, Güney, rüzgârı: kıble - S
270°, Batı, rüzgârı: batı - W
Bunların ara yönleri ise:
45°, Kuzeydoğu, rüzgârı: poyraz - NE
135°, Güneydoğu, rüzgârı: keşişleme - SE
225°, Güneybatı, rüzgârı: lodos - SW
315°, Kuzeybatı, rüzgârı: karayel - NW
Ana ve ara yönler arası da şöyledir:
22° 30' Yıldız - poyraz - NNE
67° 30' Gündoğusu - poyraz - ENE
112° 30' Gündoğusu - keşişleme - ESE
157° 30' Kıble - keşişleme - SSE
202° 30' Kıble - lodos - SSW
247° 30' Batı - lodos - WSW
292° 292' Batı - karayel - WNW
337° 30' Yıldız - karayel - NNW
Bir yerin istikametini verirken, her üçü de kullanılabilir, mesela, falanca koyun güneydoğusu, dendiği gibi, koyun keşişleme yönü de, denebilir. .. Ayrıca bu ana ve ara yönler kendi aralarında "kerte° denen 32 yöne bölünür. Her kerte 11° 15'dır.
YÖN DERECE ADI
N 0 YILDIZ
NNE 22 YILDIZ POYRAZ
NE 45 POYRAZ
ENE 67 GÜNDOĞUSU POYRAZ
E 90 GÜNDOĞUSU
ESE 112 GÜNDOĞUSU KEŞİŞLEME
SE 135 KEŞİŞLEME
SSE 157 KIBLE KEŞİŞLEME
S 180 KIBLE
SSW 202 KIBLE LODOS
SW 225 LODOS
WSW 247 GÜN BATISI LODOS
W 270 GÜN BATISI
WNW 292 GÜN BATISI KARAYEL
NW 315 KARAYEL
NNW 337 YILDIZ KARAYEL
HAVA TAHMİNİ

Denizcilerin ve hatta kara adamlarının, çeşitii ve özellikle kış mevsiminde havanın nasıl olacağı hakkında çeşitli tahminlerde bulunmayı istemeleri günlük gereksinmeleridir. Kimisi güneşi, ayı, yıldızı, bulutları kollar durumlarına, renklerine göre tahminlerde bulunur. Kimisi mevcutsa barometre ve termometresinden karşılaştırmalar yaparak ve hatta bazı hayvanların hareketlerine dikkat ederek hava vaziyetini anlamaya çalışır. Muhakkak ki, bunların en doğrusu meteoroloji istasyonlarının verdikleri hava raporlarıdır.
Gökten, Denizden ve Bulutlardan Tahminler
1. Bulutların ufkun kuzey taraflarında sıkışık bir halde toplanıp yükselmesi, kuvvetli bir yıldız rüzgârının çıkacağına ve havanın soğuyacağına ve yağmur da yağabileceğine.
2. Ufkun batı taraflarında bulutların oluşması, batı tarafından rüzgar eseceğine ve yağmur yağmasının neden olacağına.
3. Batı ve lodos rüzgârları esnasında havanın soğumaya başlaması, rüzgarın Yıldıza veya Karayele döneceğine.
4. Rutubetsiz bir havada (yani kuru soğuk)şimal taraflarından tatlı bir frişka rüzgârı eseceğine.
5. Havanın rutubetlen ney rüzgârının çıkacağına.
6. Devamlı bir kuru soğuktan sonra sıcaklık hissolunması, kuvvetli bir fırtına çıkacağına. Devamlı bir sıcak havayı ardından soğuk hissolunması, yağmurlu bir fırtınaya.
7. Bırdenbıre soguk çıkması ve yagmur yapması, guzel bır havaya.
8. Kışın don esnasında havada sıcaklık hissolunması, kar yağacağına.
9. Yazın havanın birdenbire soğuk yapması, bol bir yağmura.
10. Geceleyin çiğ yağması ve sabahleyin sis olması, güzel havaya
11. Grubda fazlaca kırılma olması, yağmura ve rüzgâra.
12. Yağmursuz gök gürültüsü ve şimşek çakıntısı, sıcak bir havaya.
13. Bulutların yüksefmesi ve yoğunluklarının azalarak renklerinin açılması, havanın güzelleşeceğine ve serinleyeceğine.
14. Bulutların alçalması ce renklerinin koyulaşarak sarkık bir halması yağmura ve rüzgâra.
15. Bulutların gevşek ve yumuşak görülmesi, yağmura; donuk renkli ve keskin kenarlı bir halde bulunması, şiddetli ve devamlı bir rüzgâra.
16. Bulutların dağ tepelerinde sis halinde toplanması yağmura ve rüzgâra.
17. Alt tabakara görülen bulutların uçuşmaları, frişka bir rüzgâra; ardaki bulutların ise devamlı bir iyi havaya.
18. Bulutların atılmış pamuk gibi yükseklerde yığın halinde toplanması havada bir değişim olacağına.
19. Yumuşak beyaz bulutların koyulaşması ve renklenmesi, yağmura; keskin kenarlı bir hal alması yağmurlu bir rüzgâra.
20. Sabah ve akşam bulutların mor bir renk alması, yağmura.
21. Semada şeffaf bulutlar peyçİa olması, kuvvetli bir frişkaya veya mutedil bir fırtınaya.
22. Açık ve berrak bir grubâdan sonra yıldızlar görünmiyecek surette havanın bulanması ve beyaz bulutlar oluşması, yağmura ve rüzgâra.
23. Güzel ve berrak bir gecenin sabahında semada ve ufukta boylamasına bulutlar görülmesi, yağmura ve rüzgâra.
24. Güneş doğarken bulutların ufukta toplanması ve kabararak yükselmesi yağmura.
25. Ufukta birdenbire karanlık ve girift vaziyette bulutlar hasıl olması hafif bir rüzgâra ve sonra yağmurlu bir boraya.
26. Bulutlu bir havada güneşin bulutlar arasından huzmelerinin uzanması frişkaya.
27. Göğün çok fazla renk alması, aniden kuvvetli ve bununla beraber devamsız bir boraya
28. Denizin siyah veya yeşil bir renkte görülmesi, rüzgâr çıkacağına ve şeceğine.
29. Geceleyin ufkun üzerinde beyaz bir kuşak gibi ziya görünmesi, hava çıkacağına ve sertleşeceğine.
30. Sakin bir havada deniz yüzeyinıin göz alacak kadar parlak beyaz bir renkte görünmesi ve havada sıcaklık hissolunması, büyük bir fırtınaya.
31. Denizin donuk beyaz bir renk alması, sise ve güzel bir havaya.
32. Rüzgârın güneşe doğru dönmesi, havanın yeniden tazeleneceğine alamettir.
Hayvanlara Bakarak Tahminlerde Bulunmak
1. Martıların sabahleyin denizlere doğru açılıp uçmaları, hafif rüzgarlı iyi, sahillere yakın olarak alçaktan dolaşmaları fırtınalı fena bir havaya.
2. Umumiyetle kuşların sürü halinde yükseklerden uçmaları, iyi; alçaklarda gezmeleri, fena bir havaya.
3. Baykuşların geceleri sık sık ötüşleri, güzel; kargaların kötü bağrışmaları ve deniz kenarlarına yayılıp başlarını suya sokmaları fena bir havaya.
4. Kırlangıçların yükseklerde dolaşmaları, martıların sahillerden açılmaları, bal arılarının sürü sürü uzaklara yayılmaları, örümceklerin ağ işleriyle meşgul olmaları, yarasaların geç vakitlere kadar görülmeleri ve kümes hayvanlarının sakin bir halde bulunmaları iyi bir havaya. Kedilerin tuvalet yapmaları, ördeklerin neşeli tavır takınmaları, sineklerin insanlara musallat olmamaları, balıkların sudan yukarı fırlamaları, farelerin fazla gürültü çıkarmaları ve nihayet romatizmalı ve sinuzitli insanların ağrı hissetmeleri, fena havaya delâlet eder.
Güneşin ve Ayın durumlarına göre Tahminlerde Bulunmak
1. Grubta ufkun parlak kırmızı bir renk alması iyi bir havaya, koyuca ve donukça olması hafif bir rüzgâra.
2. Grubta ufkun parlak turuncu bir renk alması, güzel bir frişkaya, açık sarımsı bir renk alması kuvvetli bir rüzgâra, yeşili andıran solgun bir sarılık rüzgâra ve yağmura.
3. Güneşin bulanık kırmızı bir renk alması kuvvetli bir rüzgâra.
4. Güneş doğarken ufkun sarı bir renk alması güzel havaya, kırmızaya, rüzgâra ve yağmura.
5. Güneşin doğarken soluk sarı renkte görülmesi mutedil bir fırtınaya
6. Akşam gökkuşağı, iyi bir havaya, doğu taraflarında bir yağmura.
7. Sabahleyin gökkuşağı görülmesi fena bir havaya ve batı taraflarında yağmura.
YILLIK FIRTINA TAKVİMİ
1 Ocak Fırtına 22 Haziran Göndönümü fırtınası
9 Ocak Zemheri fırtına 27 Haziran Kızıl erik fırtınası
13 Ocak Fırtına (2 gün) 1 Temmuz Yaprak fırtınası
18 Ocak Fırtına 6 Temmuz Fırtına
24 Ocak Fırtına-kışın şiddeti 9 Temmuz Çark dönüşü fırtınası
30 Ocak Ayandon fırtınası 26 Temmuz Kara erik fırtınası
1 Şubat Hamsini fırtınası (3 gün) 31 Temmuz Kızıl erik fırtınası
5 Şubat Fırtına 12 Ağustos Fırtına (2 gün)
11 Şubat Fırtına (3 gün) 16 Temmuz Fırtına
20 Şubat Fırtına-1.cemre havaya 21 Ağustos Fırtına
27 Şubat Fırtına-2.cemre suya 31 Ağustos Mercan fırtınası
6 Mart Fırtına-3.cemre toprağa 6 Eylül Bıldırcın geçimi fırtınası
11 Mart Fırtına (kocakarı soğuğu) 13 Eylül Çaylak fırtınası
24 Mart Koz kavuran fırtınası 19 Eylül Fırtına
26 Mart Çardak fırtınası 24 Eylül Kestane karası fırtınası
29 Mart Fırtına 1 Ekim Turna geçimi fırtınası
7 Nisan Kırlangıç fırtınası 4 Ekim Kuş geçimi fırtınası
12 Nisan Fırtına 13 Ekim Meryem Ana fırtınası
18 Nisan Kuğu fırtınası 17 Ekim Kırlangıç fırtınası
28 Nisan Fırtına (3 gün) 19 Ekim Bağ bozumu fırtınası
4 Mayıs Çiçek fırtınası 28 Ekim Balık fırtınası
8 Mayıs Fırtına 17 Kasım Koç katmı fırtınası
16 Mayıs Filiz kıran fırtınası 24 Kasım Ülker dönümü fırtınası
20 Mayıs Kokuyla fırtınası 6 Aralık Fırtına (2 gün)
22 Mayıs Ülker fırtınası 10 Aralık Karakış fırtınası
3 Haziran Fırtına (2 gün) 15 aralık Fırtına (3 gün)
9 Haziran Fırtına (3 gün) 20 Aralık Fırtına
21 Aralık Gün dönümü fırtınası
9 Ocak Zemheri fırtına 27 Haziran Kızıl erik fırtınası
13 Ocak Fırtına (2 gün) 1 Temmuz Yaprak fırtınası
18 Ocak Fırtına 6 Temmuz Fırtına
24 Ocak Fırtına-kışın şiddeti 9 Temmuz Çark dönüşü fırtınası
30 Ocak Ayandon fırtınası 26 Temmuz Kara erik fırtınası
1 Şubat Hamsini fırtınası (3 gün) 31 Temmuz Kızıl erik fırtınası
5 Şubat Fırtına 12 Ağustos Fırtına (2 gün)
11 Şubat Fırtına (3 gün) 16 Temmuz Fırtına
20 Şubat Fırtına-1.cemre havaya 21 Ağustos Fırtına
27 Şubat Fırtına-2.cemre suya 31 Ağustos Mercan fırtınası
6 Mart Fırtına-3.cemre toprağa 6 Eylül Bıldırcın geçimi fırtınası
11 Mart Fırtına (kocakarı soğuğu) 13 Eylül Çaylak fırtınası
24 Mart Koz kavuran fırtınası 19 Eylül Fırtına
26 Mart Çardak fırtınası 24 Eylül Kestane karası fırtınası
29 Mart Fırtına 1 Ekim Turna geçimi fırtınası
7 Nisan Kırlangıç fırtınası 4 Ekim Kuş geçimi fırtınası
12 Nisan Fırtına 13 Ekim Meryem Ana fırtınası
18 Nisan Kuğu fırtınası 17 Ekim Kırlangıç fırtınası
28 Nisan Fırtına (3 gün) 19 Ekim Bağ bozumu fırtınası
4 Mayıs Çiçek fırtınası 28 Ekim Balık fırtınası
8 Mayıs Fırtına 17 Kasım Koç katmı fırtınası
16 Mayıs Filiz kıran fırtınası 24 Kasım Ülker dönümü fırtınası
20 Mayıs Kokuyla fırtınası 6 Aralık Fırtına (2 gün)
22 Mayıs Ülker fırtınası 10 Aralık Karakış fırtınası
3 Haziran Fırtına (2 gün) 15 aralık Fırtına (3 gün)
9 Haziran Fırtına (3 gün) 20 Aralık Fırtına
21 Aralık Gün dönümü fırtınası
GEMİCİ DÜĞÜMLERİ

1- Bir halatın makaradan veya ona benzer bir yerden kaçıp kurtulmaması için, ucuna (8) rakamı biçimindeki, Kropi düğümü yapılır.
2- İki halatın birleştirilmesinde:
a- Camadan bağı: İsmi de üstünde olduğu gibi, yelkenin camadan kamçılarını birbirine bağlamada; bir şeyi sardıktan sonra, halatın iki ucunu birleştirmede kullanılır.
b- Sancak bağı ve çifte sancak bağı : Her türlü halatın birbirine bağlanmasında, bilhassa, sahile alınacak çımaların eklenmesinde emniyetle kullanılır. Dikkat edilecek nokta: Önce, daha kalın halatın ucu kendi bedeni üzerinde kıvrılır. Sonra, ince olanın ucu, onun içinden geçirilir ve evvela kalın halatın uç kısmı üzerinden dolanır.
3- Bir halatın ucuna geçici olarak bir kasa yapmak için izbarço bağı kullanılır. solda gösterilen bağ çok kullanışlıdır.
4- Bir halatın babaya, mapaya, kazığa, ağaca bağlanması :
Kazığa : Harcıâlem ve ilk öğrenilen bağdır. Fazla kuvvete, gerilime maruz kalırsa, bilhassa sentetik halatlarda, sıkışır, çözmesi zorlaşır. Bu hallerde, halatı babaya doladıktan sonra, kendi bedeni altından geçirip, babaya tersten volta edilir. Sonra üzerine kazık bağı atılıp, mezavolta ile bitirilir.
b- İzbarço bağı : Halatı baba veya ağaca iki kat doladıktan sonra yapılır.
c- Anela bağı : Demir anelasına yani halkasına, halat bu bağ ile bağlanır
5- Bir ince halatı daha kalın bir tanesinin üzerine bağlarken kaymaması için, Bosa bağı (kazıkbağının bir tur fazlası) kullanılır
6- Flok gibi, baş yelkenlere iskotanın bağlanması için
İzbarço bağı kullanılır
SUDA YAPILMASI GEREKENLER

Kıyıdan çıkarken veya kıyıya dönerken fazla süratten kesinlikle kaçının, bu hem sizin hemde etrafınızda olabilecek diğer kişilerin emniyeti için çok önemlidir.
Kıyıdan gerekenden ve sizin fiziksel durumunuzun elvermesinden fazla açılmayın.
Her ne olursa olsun, diğer kişiler ile çarpışmaktan mutlaka kaçının.
Dönüş(jibe) atarken kıyıdan en az 50 metre mesafede olun.
Mümkün olduğu her durumda diğer windsurfçüler ile aranızda enaz 2 direk boyu mesafe bırakın.
Diğer windsurfçüleri, özellikle tehlikeli hareket yapanları özellkile gözlemleyin ve gerekirse uyarın, önemli olan bir kazayı oluşmadan önlemektir.
Her ne kadat tecrübeli olursanız olun, mafsal kırılması veya yelken yırtılması gibi durumlar ile karşılaşabileceğinizi hiç bir zaman unutmayın ve bu durumlara göre hazırlıklı olun.
Her ne olursa olsun, boardunuzu kesinlikle bırakmayın. Şunu unutmayınki, boardunuz sizin için en güvenli can kurtaran simididir. Eğer yardıma ihtiyacınız var ise, uluslararası kabul edilen yardım sinyalini kullanın, ellerinizi devamlı şekilde tekrarlayarak, her iki yanınızda kaldırıp indirin.
Üşüme durumunda sudan hemen çıkarak, hipotermiya (titreme, el ve ayaklarda uyuşma ve zayıf yön algılama) durumunun oluşmasını engelleyin.
KIYIDA YAPMANIZ GEREKENLER

Hiçbir zaman yalnız olmayın. Windsurf yaptığınız yerin emniyetli olmasına dikkat edin, etrafınızdaki iyi windsurfçüleri seyrederek onlardan birşeyler öğrenmeye bakın. Başlayanlar mutlaka emniyetli sularda olmalıdır.
Bulunduğunuz yerdeki windsurf yapma kurallarına mutlaka uyun, Teknelerin yoğun olduğu yerlere kesinlikle girmeyin. Yüzücülerin olduğu yerlerin yakınından bile geçmeyin. Suyun altında dalan birisinin olma ihtimalini hiçbir zaman göz ardı etmeyin. Uzun ve keskin bir fin’in yüzen birisine neler yapabileceğini hiçbir zaman unutmayın.
İyice tecrübe kazanmadan, karadan denize esen rüzgarlarda suya çıkmayın, Eğer orsa çekemiyorsanız çok kısa bir sürede sorun yaşayabileceğinizi unutmayın.
Herhangi bir sorunda kişisel olarak neler yapabileceğinizden iyice emin olun, gerekirse üzerinizde ilk yardım malzemelerinden taşıyın.
Düzgün giyinin – Wetsuit giymek size sadece yardımcı olur. Suda uzun kalacak iseniz, şapka, güneş engelleyici krem, uzun kollu wetsuit her zaman yardımcınız olur.
Su kaybedeceğinizi düşünerek bol bol su için.
Her zaman cankurtaran yeleği gibi vücudunuzu yüzdürecek bir şeyler giyin.
Vücudunuzun limitlerini çok iyi bilin ve kendinizi asla zorlamayın, eğer kafanızda o an için herhangi bir soru işareti var ise, asla suya çıkmayın.
NASIL YAPILIR

I. Kendinizi dengelemek için ayaklarınızı yelken direğinin her iki yanına koyun. Dizlerinizi kırarak yelkeni çekip sudan çıkarın.
II. Yelkenin ipini sağ elinizle tutun.
III. Sol elinizi sağ elinizin üstünden geçirip çatalı tutun.
IV. İpi brakıp sol elinizle yelken direğini denetleyin.
V. Direği kendinize doğru çekerek dik durmasını sağlayın VI. Aynı anda vücudunuzu tahtanın önüne doğru hafifçe çevirip ayaklarınızı rahat bir konuma getirin.
VII. Sağ elinizle de çatalı tutarak hafifçe içeri doğru çekin. Rüzgarın yelkeni doldurduğunu hissedince yelkeni rüzgara doğru çevirin. VII. Çatalı suya paralel ve direği suya dik tutmaya çalışın. İşte rüzgar sörfü yapıyorsunuz
GEREKLİ EKİPMANLAR

Rüzgar sörfü bineği (board)
Rüzgar sörfü bineği, genellikle polietilen veya polipropilenden imal edilmiş, kullanım amacına göre 265 cm-400 cm uzunluğuna sahip, rüzgar sörfçüsünün üzerinde durduğu parçadır.
Başlangıç rüzgar sörfü bineği (beginner board)
Başlangıç rüzgar sörfü bineği, rüzgar sörfünü yeni öğrenenler için imal edilmiş, boyu 350 cm- 400 cm olan ve 7-10 deniz mili hızla esen rüzgarlarda kullanılan bineklerdir.
Orta boy rüzgar sörfü bineği (mid-length board)
Orta boy rüzgar sörfü bineği, rüzgar sörfü tekniklerini ilerletmeye yönelik olarak kullanılan, hafif ve orta rüzgarlarda en uygun teknik performansı elde etmek için imal edilmiş , boyu 320 cm-350 cm arasında olan bineklerdir.
Yarış rüzgar sörfü bineği (raceboard)
Yarış rüzgar sörfü bineği, çok iyi derecede rüzgar sörfü teknik becerisine sahip kişilerce, güçlü rüzgarlarda da kullanılabilen, profesyonel amaçlı , boyu 320 cm’den küçük bineklerdir.
Rüzgar sörfü yelkeni (sail)
Rüzgar sörfü yelkeni, rüzgar şiddetine ve kullanan kişinin becerisine göre genellikle plastik malzemeden imal edilmiş, 3 m 2- 9 m 2 ebadında olabilen Aerodinamik ve RAF (Rotating Asymetric Foil) sistemler dikkate alınarak imal edilmiş, tirizlerle (batten) esnekliği ayarlanabilir hale getirilmiş yelkenlerdir.
Yelken direği (Mast)
Yelken direği, yelkenin takıldığı direkdir.
Yelken direği yuvası (mast track)
Yelken direği yuvası, rüzgar sörfü yelken direğinin, ayarlanabilir şekilde takılması için tasarımlanmış yuvadır.
Yelken direği ayağı (Mast foot)
Yelken direği ayağı, yelken direğinin, yelken direği yuvasına geçmesini sağlayan ara parçadır.
Yelken direği başı (Mast head)
Yelken direği başı, yelken direğinin en üst uç noktasıdır.
Yelken-direk geçişi (Luff of the sail)
Yelken-direk geçişi, yelken ve direğin bağlantı noktalarıdır.
Yelken başı (Head of the sail)
Yelken başı,yelkenin en üst uç kısmıdır.
Yelken sonu (Foot of the sail)
Yelken sonu, yelkenin yelken direğinin altı ile buluştuğu kısımdır.
Yelken çekme ipi (Uphaul)
Yelken çekme ipi, yelkeni sudan kaldırmak için kullanılan ipdir.
Yatay gergi makarası (Outhaul fixing)
Yatay gergi makarası, yelkenin yatay düzlemde gerginliğini sağlayan makara düzeneğidir.
Alt gergi makarası (Downhaul)
Alt gergi makarası, yelkenin dikey anlamda alt gerginliğini sağlayan makara düzeniğidir.
Seren (Boom)
Seren, yelken direğinin üzerine monte edilen ve rüzgar sörfcüsünün yelkeni yönlendirmesini sağlayan parçadır.
Seren mengenesi (Boom clamp)
Seren mengenesi, sereni yelken direğine sabitlemek için kullanılan parçadır.
Seren kesiği (Boom cutout)
Seren kesiği, yelkenin, yelken direğine geçişinde seren takabilmek için bırakılmış boş kısımdır.
Tirizler (Battenes)
Tirizler (battenes), yelkenin bir düzlem oluşturması ve gerginliğinin ayarlanmasına yardımcı olan, yelkene yatay konumda geçirilmiş çubuklardır.
Yüzgeç (Fin)
Yüzgeç, rüzgar sörfü bineğinin arka alt bölümüne sabitlenmiş, yelkenin itme gücünü dengeleyerek ilerlemeyi sağlayan araçdır.
Yüzgeç pimi (Finbolt)
Yüzgeç pimi, rüzgar sörfü bineğine yüzgeçi bağlamaya yarayan pimdir.
Yüzgeç kutusu (Fin-box)
Yüzgeç kutusu,r üzgar sörfü bineğine yüzgeçin takıldığı yuvadır.
Kama (Rectable daggerboard)
Kama, başlangıç ve orta boy bineklerde, yüzgecin sağladığı denge gücüne ek güç sağlayan hareketli parçadır.
Kama girişi (Daggerboard)
Kama girişi, rüzgar sörfü kamasının ana giriş yuvasıdır.
Kama yuvası (Daggerboard casette)
Kama yuvası, rüzgar sörfü kamasının gerektiği takdirde, içe ve geriye doğru hareket etmesi için dizayn edilmiş yuvadır.
Kama yarığı (Daggerboard slot)
Kama yarığı, Kama’nın rüzgar sörfü bineğine takılıp çıkarılabilmesi için kullanılan yuvadır.
Kanca takımı (Harness)
Kanca takımı, rüzgar sörfçülerinin vücut ağırlıkları ile yelkenin gücünü karşılamalarını sağlayan, bu sayede kol ve sırta binen yükü azaltmaya yarayan, göğüs bağlantılı (chest), bel bağlantılı (waist) ve kalça bağlantılı (seat) olmak üzere üç değişik tipi bulunan parçadır.
Ayak kayışı (Footstraps)
Ayak kayışı, rüzgar sörfü kullanıcılarının dalgalı sularda, binek ile ayak temaslarını sağlamlaştırıcı kayışlardır.
Güverte ıstampası (Decpads)
Güverte ıstampası, ayak kayışlarının altına yerleştirilmiş, rüzgar sörfçüsünün tutunmasını arttırıcı zemin kaplamasıdır.
Kuyruk (Tail)
Kuyruk, rüzgar sörfü bineğinin arka kısmıdır.
Burun (Nose)
Burun, rüzgar sörfü bineğinin ön kısmıdır.
Yedekte çekme deliği (Towing eye)
Yedekte çekme deliği, rüzgar sörfünü yedekte çekmek için ucuna ip bağlanan kancadır.
Çocuk donanımı (Children’s rigs)
Çocuk donanımı, çocukların rüzgar sörfünü öğrenmelerine yönelik olarak, belirli oranlarda küçültülmüş ve daha hafif malzemelerden imal edilmiş donanımlardır.
Yarı ıslak giysi (Wetsuits)
Yarı ıslak giyisi, sörf yapan kişinin hipotermia, güneş yanıkları, boğulma ve darbelere karşı korunma maksadıyla giydiği, sörf yapılan suyun sıcaklığına göre; 2mm-5 mm kalınlığında olan, genellikle oluklu neopren kauçuktan imal edilmiş özel giyisidir.
25 Nisan 2007 Çarşamba
KİMLER WİNDSURF YAPABİLİR

WİNDSURF ÖĞRENMEK
Windsurf öğrenmenin yaşı ve sınırı yoktur diyebiliriz. Rüzgar, yelken, board, deniz ilişkisini algılayabilmiş her yaş çocuktan, belirli sağlık kıriterlerine sahip yetmişli yaşlara kadar herkez sıfırdan windsurf öğrenebilir. Windsurf birçok doğa sporlarında olduğu gibi doğayla çok uyumlu bir iş birliği gerektirmektedir. Bu uyum ve iş birliği, belirli fizik kurallarının lehimizde kullanılmasıdır. Bu uyumun kurulabilmesi için, windsurf sporunun öğrenileceği yer, windsurf malzemeleri ve deneyimli bir eğitmen en önemli kilit noktadır. Asla windsurf'ü kendi başınıza öğrenmeye kalkmayınız. Kesinlikle edineceğiniz olumsuz alışkanlıklar, düzeltilmesi çok zor olmak üzere önünüze bir duvar gibi çıkacaktır.
RÜZGAR YÖNLERİ
Ülkemizde rüzgarlar yönlere göre yandaki gibi isimlendirilirler.Kuzeyli olan rüzgarlar(yıldız,poyraz,karayel) özellikle kış aylarında havayı soğutucu etki yaparlar.Güneyli rüzgarlarsa ısıtıcı etki yaparlar.
Ülkemizde aralık ayı sonu,ocak ve şubat aylarınca oldukça şiddetli lodos rüzgarları görülür.İstanbul'a denizden gelen bu rüzgar denizi kabartarak,deniz ulaşımına ve denizcilere olumsuz etki yapar.Lodos Ege ve Akdenzide'de kış aylarında şiddetli eser.Yaz aylarında ise genelde kuzeyli rüzgarlar hakimdir.
Ülkemiz rüzgar bakımından oldukça şanslıdır Çeşme,Bandırma,Mersin,Sinop ve Bandırma'da rüzgarlar genelde durmadan eser.Dolayısıyla bu bölgelerde rüzgarın enerjisinden faydalanırız.Ayrıca Çeşme uluslararası yelken yarışlarının yapıldığı dünyaca ünlü,bol rüzgarlı parkurumuzdur.
GÜNLÜK RÜZGARLAR
Genel hava basıncının etkisiz olduğu ,durgun olduğu zamanlarda gece ve gündüz arası sıcaklık farklarının yaptığı basınç farklarından oluşan rüzgarlardır. Gündüzleri karalar,denizlerden daha çabuk ısınırlar .Dolayısıyla deniz üzerinde yüksek,kara üserinde de bir alçak basınç alanı oluşur .Bunun sonucunda denizden karaya doğru bir rüzgar başlar.Bu rüzgara deniz meletemi denir.Bu rüzgar hızı,sıcaklık arttıkça artar ve öğlen saatlerinde en fazla hızına ulaşır.hava karardığında ve güneş battığında ise tüm bunların tam tersi yaşanır.Kara daha çabuk soğuduğu için bu seferde karadan denize bir rüzgar esmeye başlar.Buna da kara meltemi denir.
MEVSİMLİK RÜZGARLAR
Deniz ve karaların sıcaklıkları mevsime bağlı olarak değişkenlik gösterir.Buna bağlı olarakta yaz ve kış aylarında farklı basınç alanları oluşur ve farklı rüzgarlar etkili olur. Genelde bu tür rüzgarlar Güney Amerika ile Güney Asya'da etkili olurlar
YEREL RÜZGARLAR
Bölgelerde genelde esen hakim rüzgarlardır.Dolayısıyla bölgesel isimlerle söylenirler.Bu rüzgarlar atmosferde gezen gezici alçak ve yüksek basınç merkezlerinin yaptığı rüzgarlardır.
Ülkemizde aralık ayı sonu,ocak ve şubat aylarınca oldukça şiddetli lodos rüzgarları görülür.İstanbul'a denizden gelen bu rüzgar denizi kabartarak,deniz ulaşımına ve denizcilere olumsuz etki yapar.Lodos Ege ve Akdenzide'de kış aylarında şiddetli eser.Yaz aylarında ise genelde kuzeyli rüzgarlar hakimdir.
Ülkemiz rüzgar bakımından oldukça şanslıdır Çeşme,Bandırma,Mersin,Sinop ve Bandırma'da rüzgarlar genelde durmadan eser.Dolayısıyla bu bölgelerde rüzgarın enerjisinden faydalanırız.Ayrıca Çeşme uluslararası yelken yarışlarının yapıldığı dünyaca ünlü,bol rüzgarlı parkurumuzdur.
GÜNLÜK RÜZGARLAR
Genel hava basıncının etkisiz olduğu ,durgun olduğu zamanlarda gece ve gündüz arası sıcaklık farklarının yaptığı basınç farklarından oluşan rüzgarlardır. Gündüzleri karalar,denizlerden daha çabuk ısınırlar .Dolayısıyla deniz üzerinde yüksek,kara üserinde de bir alçak basınç alanı oluşur .Bunun sonucunda denizden karaya doğru bir rüzgar başlar.Bu rüzgara deniz meletemi denir.Bu rüzgar hızı,sıcaklık arttıkça artar ve öğlen saatlerinde en fazla hızına ulaşır.hava karardığında ve güneş battığında ise tüm bunların tam tersi yaşanır.Kara daha çabuk soğuduğu için bu seferde karadan denize bir rüzgar esmeye başlar.Buna da kara meltemi denir.
MEVSİMLİK RÜZGARLAR
Deniz ve karaların sıcaklıkları mevsime bağlı olarak değişkenlik gösterir.Buna bağlı olarakta yaz ve kış aylarında farklı basınç alanları oluşur ve farklı rüzgarlar etkili olur. Genelde bu tür rüzgarlar Güney Amerika ile Güney Asya'da etkili olurlar
YEREL RÜZGARLAR
Bölgelerde genelde esen hakim rüzgarlardır.Dolayısıyla bölgesel isimlerle söylenirler.Bu rüzgarlar atmosferde gezen gezici alçak ve yüksek basınç merkezlerinin yaptığı rüzgarlardır.
WIND SURF TARIHI
Birçok alternatifin sunulduğu spor dünyasına yaklaşık 30 yıl önce eğlenceli ve bir o kadar da zor olan bir spor dalı eklendi. Rüzgarın ve dalganın olduğu her yerde varolan bu spor dalının adı, Windsurf.
Uzun bir tahtanın üzerinde dalgalara meydan okuyarak yapılan bu spor, dünyanın bir çok sahilinde en çok tercih edilen alanlardan biri haline gelmiş durumda. Bu sporu yapmak için çok büyük dalgaların olmasına gerek yok. Ancak rüzgarın olması şart. Esen şiddetli rüzgar, tahtanın üzerindeki kişiyi denizin üzerinde adeta dans ettiriyor. Özellikle Windsurf kullanmasını çok iyi bilen bir kişiyle karşı karşıyaysanız o zaman izlenmeye değer karelerle yüz-yüze geliyorsunuz. Geniş bir sahilde açıklardan kıyıya doğru gelen ve bir o yana bir bu yana dans eden sörf tahtasının üzerindeki kişi, bazen sert bir rüzgar yüzünden alabora olarak dengesini kaybedip, denize düşebiliyor. Ancak deneyimli bir sporcu büyük dalgaların arasından çıkıyor ve yaptığı hareketlerle ilginç sahneler sunuyor insanlara.
Dalgaların üzerinde birbirinden ilginç görüntülere şahit olduğumuz Windsurfun hikayesi çok eski değil, ilk olarak 1970 yılında dünyanın en güzel sahillerinden biri olarak kabul edilen Kaliforniya'da ortaya çıkar. Dalga sörfcüleri olan; Hoyle Schweitzer ve Jim Drake'ın dalga olmadığı zamanlarda da sörf yapabilmek için bir Surfboard'ın üzerine yelken takmaları sonucu keşfedilir. Ve o günden sonra bu spor öyle çok tutulur ki, bir anda Dünya'nın tüm sahillerine taşınır. Keşfedilmesinden hemen sonra Hoyle Schweitzer lisansı ile çıkan Windsurf sporu; sailboard ya da boardsailing olarak tarihe geçer. 1974 yılında ise bugün kullanılan Windsurf adı daha ağır basarak bu isimle anılmaya başlanır.
Uzun bir tahtanın üzerinde dalgalara meydan okuyarak yapılan bu spor, dünyanın bir çok sahilinde en çok tercih edilen alanlardan biri haline gelmiş durumda. Bu sporu yapmak için çok büyük dalgaların olmasına gerek yok. Ancak rüzgarın olması şart. Esen şiddetli rüzgar, tahtanın üzerindeki kişiyi denizin üzerinde adeta dans ettiriyor. Özellikle Windsurf kullanmasını çok iyi bilen bir kişiyle karşı karşıyaysanız o zaman izlenmeye değer karelerle yüz-yüze geliyorsunuz. Geniş bir sahilde açıklardan kıyıya doğru gelen ve bir o yana bir bu yana dans eden sörf tahtasının üzerindeki kişi, bazen sert bir rüzgar yüzünden alabora olarak dengesini kaybedip, denize düşebiliyor. Ancak deneyimli bir sporcu büyük dalgaların arasından çıkıyor ve yaptığı hareketlerle ilginç sahneler sunuyor insanlara.
Dalgaların üzerinde birbirinden ilginç görüntülere şahit olduğumuz Windsurfun hikayesi çok eski değil, ilk olarak 1970 yılında dünyanın en güzel sahillerinden biri olarak kabul edilen Kaliforniya'da ortaya çıkar. Dalga sörfcüleri olan; Hoyle Schweitzer ve Jim Drake'ın dalga olmadığı zamanlarda da sörf yapabilmek için bir Surfboard'ın üzerine yelken takmaları sonucu keşfedilir. Ve o günden sonra bu spor öyle çok tutulur ki, bir anda Dünya'nın tüm sahillerine taşınır. Keşfedilmesinden hemen sonra Hoyle Schweitzer lisansı ile çıkan Windsurf sporu; sailboard ya da boardsailing olarak tarihe geçer. 1974 yılında ise bugün kullanılan Windsurf adı daha ağır basarak bu isimle anılmaya başlanır.
24 Nisan 2007 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)